‘Nüfus cüzdanında memleketi Maraş yazıyorsa mesele yok!’ deseniz de çok varmış. Tabi ki Maraşlı olmak, kahraman şehrin evladı olma bir ayrıcalık. Tarih bile bunu yazarken, hakkımızı teslim ederken, biz 31 Mart seçimlerinde tarihi baştan yazdık, ilçeleri imece usulü paylaştık, 3’ünü bir mahalleye, 4‘ünü bir  semte, birkaçını öteki takıma elimizle teslim ettik, sonra da kenara çekildik ağladık, ah vah ettik, fakat bedel ödemeye gelince mesele, ‘Kim borçlandıysa, hesabı kim tuttuysa faturayı da o ödesin!’ deyip günah keçisi aramaya başladık.

Fakat bakıyorsun, herkes suçlu! Ayağa kalk diyorsun, duvara bakıyor, kulaklarında pamuk olsa gerek, bön bön sana bakıyor.

Tabi ki siyaset yazacağım.

*

İddia o ki, bir siyasetçi Ankara’ya gitmiş, bakmış ki tıraşı var, dalmış berbere. ‘sakal’ demiş. Meclis’e tıraş olmadan gidilmez, ayıp!

Berber fırçayı sabunlamaya, köpüklemeye başlar başlamaz bizimkisi müdahale etmiş, ‘Ben Maraşlıyım, suya sabuna gerek yok!’ demiş.

Berber çaresiz, ‘peki’ demiş ve dayamış usturayı, kuru kuruya sakal tıraşını yapmış bizimkisinin.

Tesadüf bu ya, olacak ya, sıradaki de Maraşlı imiş. ATV’deki ‘Maraşlı’  dizisinden esinlenmiş olmalı ki, o da ‘Ben de Maraşlıyım. Suya, sabuna, köpüğe gerek yok!’ talimatı çekmiş berbere.

Berber başlamış tıraşa. Kuru kuruya. Her cilt kuru tıraşı kaldırmaz. Bizimkisinin canı yanmış, birkaç yerde kanama var, ama serde erkeklik var, serde Maraşlılık var, sesini çıkartmamış. Lakin tıraşın yarısına gelince dayanamayıp; ‘Berber efendi, sen bu tarafı köpükle yine de. Ben zaten Maraş’ın içinden değilim!’ demiş.

Bilin bakalım, arkadaş Maraş’ın içinden değilse, hangi ilçesinden!

*

Maşallah siyaseti bilmeyen yok. Sorsan kitabını yazdım diyecek. Arkadaş dünyanın haltını karıştırıyor, kendine yontuyor, seçimde bile adam gibi çalıştığı yok, üstelik de sıyrık, çemkirme desen üstüne yok!

Yok da siyasete ayar vermeye ç alışıyor. Oraya karışıyor, buraya burnunu soruyor, diğer mahalleye müdahaleye kalkışıyor, ötekine tarafa parmak daldırıyor derken, işin cılkını çıkarttığı yetmiyormuş gibi, yılan da soktuğu zaman, yılana küfrediyor.

‘Benim elimin bu delikle ne işi var!’ demiyor. ‘Her işe burnunu sokarsan olacağı bu işte, hezimet gelip kapını çalar!’ diyenlere çemkirdiği yetmiyormuş gibi, bir de siyaset dersi vermeye kalkışıyor.

Kadının yemeği nane kalmamış, görevden alıyorlar, istifa ettiğini duyuruyor. Zaten doğru düzgün yorum, haber yapan da yok memlekette.

Herkese korku tünelinde sanki.

*

AK Parti’nin elinde kala kala 3 ilçe kaldı. Fakat ne teşkilatları, ne milletvekilleri, ne akıldaneleri ‘Biz bu savaşı neden kaybettik!’ diye muhakeme ve muhasebe içinde değillerken, bütün suçu ve kabahati basına yüklemekte mahirler.

Kimse kabahati üzerine almıyor, herkes sorumluluktan kaçıyor. Ha, millet de bunu yiyor mu derseniz, kesinlikle hayır!

Özeleştiri kültüründen uzak siyaset cahili bizimkiler. Berbere gidip de kuru kuruya sakal tıraşı olan ve delikanlılığına laf söyletmeyenler, canı yanınca da ‘Ben zaten Maraş’ın içinden değilim, sen yüzümün öbür tarafını köpüklü sabunla al!diyen korkak bezirgânlardan ne farkınız var!

 

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol