Maraş’ın temayül yoklaması Aksu Köprüsünü geçmezmiş!

31 Ekim 2020, 15:49

276 kez okundu.

Ben demedim valla! Ben desem, düdüğe koyar öttürürsünüz de, yemin ederim bir suçum sudurum yok! Eskiler dermiş seneler önce. Yani bir kıymeti harbiyesinin olmadığını, yaptırım ve dayatma gücü sıfır, sırf vatandaşın, partililerin gazını almak, demokratik hava vermek bahanesiyle uydurulmuş bir etkinlik.

Bereket versin, değerli yazarımız, takipçim sevgili Eşref Şekerli hatırlattı da, duyurayım istedim.

Bir kötü niyetim varsa iki gözüm önüme aksın!

Milletvekilliği ya da parti il – ilçe teşkilat başkanlığı için temayüllere yapılır. Yoklama çekilir yani. Yoklama yapanlar, yani seçici durumundakilerin havası, çalımı binbeşyüz iken, temayüle, yani yoklamaya katılan adaylar da onlardan aşağı kalmazlar, havaya girerler, kendilerini ya milletvekili, ya hangi parti ise artık o siyasi iradenin başkanı yerine koyarlar.

Çalım çehrelerinden geçilmez olurlar, daha seçilmeden.

Neymiş, temayül yapılmış da, sonra mülakata çağrılmış da, bir havalar, bir havalar. Fors binbeşyüz.

Ee, sonra bakıyorsun, temayülde birinci gelen, yani tulum çıkartan, parti genel merkezinde mülakata katılıp da iyi ve geçerli not alan, adaya gösterilmemiş.

Haydaaaaaa! Al sana kaya…

Denizleri, ummanları, okyanusları geçiyorsun, ama ne hazindir ve ne acıdır ki, ve de ne komiktir ki, derede boğuluyorsun.

Bunun da adına siyaset diyorlar günümüz dilinde.

Eskilerin dedikleri ne kadar doğruymuş, zehir akan, kimyasal sularla zenginleştirilmiş zemzem kadar mübarek yerine koydukları Aksu Çayı’na (tövbe Ya Rabbim, tövbe! Çıkıp birde öyle dediler, temizidir, içilir dediler. Bir de şişeleme fabrikası kurmadıkları kaldı- gidip birkaç kulaç atsalar bari!) yerine koyup, temiz raporu verdiler, iyi mi?

O sebeple de temayüle katılan, tulum çıkartan, en fazla oy toplayan adaylar bu kirli, bu zehir akan, kimyasal atık barındıran akan Aksu Çayı’ndan öteye geçemiyorlarmış.

Acaba kirlenen, zehir akan sadece Aksu Çayı mı? Yoksa durup dururken onun günahını mı alıyoruz!

Kim dedi bunu? Valla ben demedim, demem de…

Öyle diiler…