banner1524
  

Bu sabah, 12 Mayıs günü yapılacak olan Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odasının genel kuruluna ilk aday olduğunu açıklayan mevcut Başkan Halit Alcı’nın toplantısına gittik.

Clarion Otelde. Bir kere basın yoktu. 5-6 kişi dışında… İsim say derseniz veririm.

Salon tamamen dolu diyemem. Parmakla saysan 75 kişi ya çıkar ya çıkmaz. Oysa 610 kayıtlı üye, 250 civarında stajyer ve stajyer adayına sahip Oda için heyecan kasırgası aslında birkaç aydır esiyordu ama adaylar sahaya çıkmamıştı. Başkan Halit Alcı, saatlerin 9’u gösterdiği sıralarda ısrarla üyelere mesaj çekip, kahvaltılı toplantıya davet etmesi neye işaretti, kimse çözemedi. Bir kere kahvaltı kelimesini davete yazmak ayıp! Sanki herkes kahvaltı için gidiyormuş gibi… Şık değildi.

*

Ben bu satırları yazmadan önce, genç meslektaşım sevgili İbrahim Baykut’un yazısını okudum.  Okudum ve mesleğim adına üzüldüm. Baykut’un birkaç kez görüşme talebine karşılık cevap alamayışı, telefonlarına çıkmayışı, bir sivil toplum kuruluş başkanına yakışmaz. Zaten İbrahim de açıkça, net ve delikanlıca toplantıya neden katılmadığını gerekçeleriyle izah etmiş. Gazeteci ile görüşmeyecekseniz, söyleyecek birkaç cümleniz yoksa, o işi yapmayacaksınız.

Lafa gelince, işiniz düştüğünde; “Basın bizim gözümüz, kulağımız, sesimiz!” diyeceksiniz, sonra da görüşme talebine yüz çevirecek, cevap bile vermeyeceksiniz.

Doğru değil.

*

Önce basın bildirisi dağıtıldı. Büyük harflerle, üstelik büyük puntolarla yazılmış basın metni boş. Siyasetçiler gibi, ‘ceğiz…, cağız…’larla dolu. Sormazlar mı, madem bunları yapacaktınız, daha önceleri neredeydiniz?

Metindeki bazı temennilere elbette katılıyoruz. Birlik ve beraberlik ruhuna eyvallah!

“Parçalı yapıdan kurtulmamız lazım!” demişti. Bak, buna da katılıyorum. Her ne kadar çok seslilik iyiyse de, radikal kararların alınması,  sağlıklı yapı ve kadro isteniyorsa, salt çoğunluğu alan yönetim kurulu başkanı olarak meslektaşlarına hizmet vermeli. Ne demek 3’ün biri, ne demek 5’in üçü…

Verirsiniz yetkiyi birine, hesabını da sorarsınız, hizaya da sokarsınız! Madem parçalı yönetim isteniyor, şu ifadesine katıldım ve hak verdim, “Kim gelirse gelsin, en az 3 kişi ile gelsin!” tuttum bu sözü.

*

Serbest Muhasebeci mali Müşavirler Odası son derece yeni, son derece şık bir binaya kavuştu. Önce emeği geçen mesleğin ustası Arif Şen ve yönetimine teşekkür etmek gerekiyor. Bu bina onun ve ekibinin eseriydi. Hizmete girdi, açılışı yapıldı, hızınızı alamayıp siyasilere bir kere daha açılış yaptırdınız.

Neyin peşindesiniz?

Sonra nöbetçi yönetici, muhasebeci… Güzel bir proje. Ama bu proje kiminse, onu da tartışmaya açabilirim.

*

Sayın Başkan Halit Alcı, gruplaşmaya son vereceğini söylemişti. Ona da eyvallah! 3 yıllık döneminde sorunların parçası olanların çözümlerin parçası olamayacağını söylerken, acaba kendisini hangi safa koyuyordu.

Başkonuş’ta piknik hadisesi. Dikkat ettim, salondakiler bu müjdeyi (!) duyunca bir gülme krizine tutuldular.

Güçlü yönetim… Haklı… Hangi STK olursa olsun, güçlü kadro ile başarıyı yakalar. Ama siz bir gazeteciye bile randevu vermekten, söylenecek iki kelimeyi bir araya getirmekten aciz iseniz, hangi başarıdan söz edeceksiniz.

Birçok kararlar alındığını söyledi Başkan Alcı. Bunlardan sadece 4’ünde şerh varmış. Salondaki bir dostuma sordum, ‘hayır, bütün kararlarda şerh vardı’ cevabını vermişti.

*

Son olarak, bu yazıyı okuyan dostlar, ‘Söyleyene değil, söyletene bak!’ deyip öküz altında buzağı arayacaklar da, Mehmet Fiskeci’nin kimseye eyvallahı olmadan, ısmarlama yazı yazamayacağını bilen çok arkadaşınız var içinizde.

Tanımayanlar, bilmeyenler de öyle bilirlerse iyi olur.

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol

banner1527