banner1524

Biz bu meseleyi çok konuşuyoruz kendi aramızda. Yazılarımızda da dilimiz döndüğü kadar anlatmaya, kamuoyu ile paylaşmaya çalışsak da, siyaset dâhisi kesilen halkımızın yorumu başka oluyor. Aslında siyaseti en iyi öğrenmenin, en doğru bilgilere ulaşmanın, siyaset dedikodusundan bilgi sahibi edinmenin yegâne yolu, size tavsiye berber dükkânlarına gidin. Ya da hamama…

Berber dükkânları her türlü dedikodunun merkezi, kaynağı.

İster erkek berberi, ister bayan berberi, fark etmiyor. Hele kadın berber dükkânları bir başka âlem, neden derseniz duyuyoruz, maşallah konuşulmayan mesele yok. Televizyon dizileri, yemek tarifleri, eşleri ile geceki ilişkileri, aldatma senaryoları, ihanetler, entrikalar, son aldatılan erkekler, kadınlar…

Ne ararsan var maşallah!

*

Seçimler yaklaştı ya,  aday adayları arz-ı endama başladılar. 21 Ekim’de başvuruların başlayacağı söyleniyor. Bu tarihlerde şehrimize onurlandıracak olan başbakan sayın Erdoğan Büyükşehir belediye başkanını açıklar mı, açıklamaz mı, şimdi herkes onun telaşına, derdine düştü.

İlçeleri konuşan da var. İsimleri, aday adaylarını…

*

İsterseniz başlıktaki soruya cevap olarak iyi bir aday adayının, ya da adayının nasıl olmasını istediğimiz meselesine gelelim.

Adaylar, ya da aday adayları tüm enerjilerini seçmene değil, karar alıcıya yönlendirmeli. Yani bu meselede son söz sahibine, noktayı koyacak olana… Karar alıcıların, yani noktayı koyacak olanların yakın çevresine, akrabalarına falan. Bunlar ortakları olur,  danışmanları olur, özel kalem müdürleri olur. Allah ne verdiyse artık. Hatta karar vericilerin müstahdemleri bile bu meselede karar organı olursa, şaşırmayın.

Tamam, aday adayısın, ya çok konuşacaksın,  ya da hiç konuşmayarak isminden bir efsane yaratacaksın. Bunun için çaba göstereceksin. Unutmayın ki, hiçbir karar alıcılar, karar veren etkili ve yetkili organlar, efsaneler karşısında fazla direnemezler, itiraz edemezler.

*

Valla bu akılları babanız vermez size de, yine de benim kıyağımı unutmayın diye sürdürüyorum. Daha da kıymetimi bilmezsiniz!

Neyse, sululuğu bırakıp devam edecek olursak; mutlaka bir anketçiniz olsun ve o anketçi seni önde gösteren sonuçları sık aralıklarla kamuoyuna pompalasın. Gavurun ekmeğini yiyen gavurun kılıcını taşırmış misali, o anketten elbette siz birinci çıkacaksınız. Yoksa o anketçiyi barındırmaz, kıçına tekmeyi vurursunuz ertesi günü.

Aslında, tuttuğunuz anketçinin anket yapmasına da gerek yok! Şöyle göstermelik bir mahallede ankete yapıyormuş gibi tavırlar, ama anketçi de güzel olacak, çirkin kıza kimse cevap vermez. Sizin değilse de, anketçi kızın hatırına birinci gelmeniz garanti gibi…

*

İlçe yönetimleri önemli. Zaten il başkanlarının tasvip etmediği, onay vermediği, desteklemediği birileri ilçe başkanı olamaz, seçilemez. Bu, iki ikinin daha dört ettiği kadar net gerçek iken, il ya da ilçe yönetim kurullarından birkaç ismin sana gönül vermesini sağla. İrtibatını eksik etme, ister sempati yap, ister empati, kendini sevdir, hatta biraz da para harca, parasız siyaset olmaz iki gözüm. Gazetecileri de unutmayacaksın. Yemekler, abone veya reklam falan derken, eee, her şeyin bir bedeli var, yerine getireceksin! İçerden, yani yönetimden birkaç kişiyi kafa kola almazsan, işin zor!  Ankara’da dayın olsa hikâye…

*

Ne o, çok mu tuttunuz, çok mu sevdiniz bu yazıyı.

O vakit arkasını bekleyin. Bizde tavsiye, bizde akıl gani…

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol

banner1527