Hayatı boyunca evlenmeden kalmış bir adam duymuştum.

Ve doksan yaşında ölüm döşeğindeyken birisi ona; “Yaşamın boyunca evlenmedin fakat nedenini asla söylemedin artık ölüyorsun, en azından merakımızı dindir. Bir sır varsa şimdi söyleyebilirsin çünkü birazdan göçmüş olacaksın. Sırrın açığa çıkmış bile olsa sana bir zararı olamaz.” demiş.

Adam başlamış anlatmaya; "Evet, bir sır var. Ben evliliğe karşı değilim ama mükemmel bir kadın arıyordum. Aradım ve aradım ve tüm yaşamım kayıp gitti.” dedi adam.

Soruyu soran; “Fakat bu koca dünya üzerinde, milyonlarca insan var, onların yarısı kadın, bir tane mükemmel kadın bulamadın mı?” diye sormuş bu kez.

Ölmek üzere olan adamın gözlerinden yaşlar akar. “Evet, bir tane buldum.” dedi.

Soruyu soran tamamıyla şoka uğramıştı.

“O halde ne oldu? Niçin evlenmedin?” dedi.

Ve yaşlı adam şu cevabı verdi; “Fakat kadın mükemmel bir koca arıyordu.”

*

Hayatta kimse mükemmel değil. Kusursuz insana yok. Şarkılar ve türküler, diziler, filmler bile kusura, hatalara odaklanmış yaşamın kesitleriyle dolu.

Başkalarının gözündeki çapağa laf sokuşturanlar, kendi kıçlarındaki pisliği göremezmiş. Hem don giyerim, hem de kıçıma değdirmem diyemezsiniz!

Özetle…

İnsanları olduğu gibi kabul edip, hataları ile sevmekten başka çaremiz var mı?

Başkasında kusur arayacağınıza, önce kendinize bakın!

Aynaya bakın ve deyin; “Ey ayna, söyle bana, ben kimim?”

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol