Yaklaşık bir ay önce yazdığım ‘İnsan kıymeti’ başlıklı yazımızın devamıdır, okuyalım.

Bizimle alakası yok ama netice itibariyle hikâyeye söz konusu olan bir insan. Bir gazi… Adının da Ömür Karaman olduğunu yazmıştım.

Kurban Bayramı dolayısıyla yeğenlerini görmek istiyor. Ankara'dan Bursa'nın Gemlik ilçesine gidiyor. Yaşadığı saldırının izlerini beyninden silmek istese de vücudu sinyal veriyor. Ayakları dayanılmaz bir şekilde ağrıyor.

Önünden geçtiği belediyeye ait sosyal tesislere oturup, yeğenleriyle görüşmeden önce dinlenmek istiyor. Bir kahve ve su siparişi veriyor. Bu sırada ayaklarını sandalyeye uzatıyor.

Olaylar tam da bundan sonra başlıyor

Birçok sahil mekânında göreceğimiz gibi ne idüğu belirsiz bir "işletmeci maganda" geliyor.

Gaziye "ayaklarını bu şekilde uzatamazsın" diye bağırmaya başlıyor. Gazimiz son derece kibar bir tonda ve alttan alacak sözlerle "Beyefendi, ben gaziyim, yüzde 92 de engelliyim, o yüzden ayaklarımı uzatmak zorunda kaldım" diyor.

İşletmeci ses tonunu yükseltip "Bana ne gazi olduysan… Gazi oldun da benim için mi gazi oldun" diyerek dayılanıyor.

Gazimiz, olayı uzatmamak için ağrıyan ayaklarını indirip, kahve siparişini iptal ederek oradan ayrılmak istiyor.

Az gelişmiş, soluk alıp vermekten başka bir işlevi olmayan "maganda işletmeci" birilerine talimat veriyor.

Gazimiz, mekandan ayrıldığı sırada bir çalışan gelip "Ne diyon lan sen" diyerek yüzüne yumruk atıyor. Saldıranların sayısı bir anda 10-15 kişiye çıkıyor. Gazimiz bir süre halter sporu ile uğraştığı için yıkılmıyor. Bu sefer demir sopalarla saldırmaya başlıyorlar.

Teröristlerin bombayla yıkamadığı Gazi Ömür Karaman, olduğu yere çöküyor.

Çevreden sadece tek kişi geliyor! Genç bir çocuk. "Gaziye nasıl bunu yaparsınız" diyerek yerden kaldırmaya çalışıyor, belediyeye ait kafeteryayı işleten magandalar bu sefer de yardım etmek isteyen gence saldırıyorlar.

Sonuç dramatik…

*

Gazimizin yüzü morarmış, bir gözü kapanmak üzere, dudağı patlamış, ayakları ezilmiş! Yardım etmek isteyen gencimiz de çenesinden yaralanmış. Önce hastaneye sonra da karakola gidip şikayetçi oluyorlar.

Yaşanan hain saldırıdan sonra gazimiz Ömür Karaman ile görüştüm. Yukarıda ifade ettiğim bilgileri de kendisinden aldım. Son derece tepkili. "Belediye yeri olduğu için güvenip girdim, hayatımda yaşamadığım bir saldırıyla karşılaştım" ifadelerini kullanıyor.

Söylediklerinden en çarpıcı bölümü ise "Gazi olduğumu öğrendikten sonra tüm bakışlar değişti, saldırıya o an karar verdiklerini anladım" sözleri oldu.

Kendisi saldıranlardan bir tanesinin tutuklandığını ifade etti.

Hâkim ve savcılara sesleniyorum: "Kahraman gazimize bunu yapanları girdikleri delikten çıkartmayın."

Lakin eminim ki 1 aydan fazla içeride kalmazlar, diyecektim, nitekim serbest bıraktıklarını yazarın ertesi günkü yazısından öğreniyorum.

İşte bu millet olamadığımızın resmidir!

Ve bu hadise, yakın tarihte bir mesire alanında yaşanan saldırıyı hatırlatıyor mu?

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol