Böyle diyen, bu dille iş isteyen bilin ki hiçbir şey yapamaz, yapamayacak…
Bakın, geçtiğimiz günlerde, “Tarımda genç girişimci kadınlar güçleniyor programı”ında, ki bir otelde gerçekleşmişti, orada her zaman takdir ettiğim, kentimizde görev yapan daire müdürleri içerisinde ayrı bir yer verdiğim ve başarılı bulduğum İŞKUR Müdürü sayın Ali Yüce şunu söylemişti; “Ben her işi yaparım dönemi bitti… Her işi yaparım diyen, hiçbir işi yapamaz!”
O Ali Yüce ki, sözde etiketli, sözde ehliyetli çok kişi elindeki yazılı metni bile doğru düzgün okumaktan aciz iken, (utanmasalar istiklal marşını bile kâğıda bakıp okuyacaklar) irticalen, o salondaki insanlara karşı nezih bir konuşma yapmıştı. Hitabeti, duruşu ile insanları ikna edebilen, dinleten bir yapısı, gelişmiş kariyeri vardı. Cümlelerinin başında söylediği tespit de doğrusunu isterseniz cuk diye oturmuştu.
*
Güya memlekette işsizlik var! Yok! Doğru işsizlik belirgin ölçüde kendini gösteriyor ama işi beğeneni getir! Herkes burun kıvırıyor. Herkes istiyor ki masa başında olayım, rahat edeyim, akşam saat 5 olunca eve-çarşıya gideyim, keyif çatayım, salla başı al maaşı diyeyim…
Yok öyle yağma!
Ne iş olsa yaparım diyen samimi değil. Tut ki dedi, sizi de yapabileceğine inandığınız işi sundunuz, çok değil, bir hafta sonra çekip gitmiştir. Gidince de ya patrona demediğini bırakmayacaktır, ya da maaşının, haftalığının her neyse verilmediğini gerekçe gösterecektir.
Kendini ele vermeden, ayranım ekşi demeden, işi beğenmediğini söylemeden bırakıp gidecek.
*
Esti Türk filmlerinde kaldı o, ‘ne iş olsa yaparım abi’ cümlesi. Eğitimi, becerisi, vasfı yoktur, bunu bile bile hak etmediği maaşı, işi isteyecek, bekleyecektir.
Herkes işin kolayına, basitine, ucuzuna kaçıyor.
Rahatlık olsun istiyor, yorulmamak istiyor, canı istediğinde sigara içebilecek, cep telefonu ile oynayabilecek ortam istiyor. Tam maaş, sigorta, rahata koltuk, kolay iş, rahat masa…
Böyle bir iş varsa ben de talibim!