Çoktandır yazmak istedik, lakin dilimiz varmıyor eleştirmeye, yüreğimize ateş düşüyor, bir gizli güç sizi engelliyor, “yazma, ne olursa olsun, bu takım senin, benim, hepimizin. Onun yara alması demek, Kahramanmaraş’ın yaralanması anlamına gelir. Boş ver, olayı akışına, zamana bırak” diyen bir görünmez, nereden geldiği bilinmeyen ses güruhu çıkıyor karşınıza.
Duruyor, bekliyorsunuz.
Oysa nereye ve ne zamana kadar bekleyeceksiniz, onu da bilen yok.
Aha bugün, aha yakın derken bekliyorsun, sabrediyorsun, acaba toparlanır mı, eski şaşalı günlerine geri döner mi, taraftarı ile barışır mı, çıkmadık canda ümit var derler, acaba bir umut ışığı yanar mı, diye geçiriyor, düşünüyorsun içinden de, nafile…
Atı alan Üsküdar’ı geçti bile.
Takım PTT. 1. Lige veda edince, herhalde bazıları rahatlamıştır.
*
Bu saatten sonra ne yazsan, ne desen, boş.
Hani hastayı doktora götürdüğünüzde, hasta ümitsiz vaka ise, yani ölümcül ise, yani topraksı topraksı kokuyor ise, yani mezara bilet kesme günleri geldi ise, doktor ne diyecek, “Gönlünü hoş tutun, ne isterse verin, yesin!”
Bırakın kırmızı beyazlı takımı kendi haline. Yataklara düşmüş, çare yok, doktor ne yerse yesin dedi çünkü. Yani ümitsiz vaka.
Eşhedü enla ilahe illallah…
*
Dedik ama, bakın cumartesi günü, şampiyonluğa oynayan Orduspor ile deplasmanda berabere kalarak 1 puanla döndüler şehre. Keşke bu performansı, keşke bu başarıyı sezon başından beri gösterselerdi de, bu hallere düşmeseydik.
Sporseverler ümidi kesti, taraftarlar takıma küstü, bilmiyorum bundan sonra maçlarına giden olur mu da, çıkmadık canda ümit vardır deseler de, artık doktor ne yerse yesin, gönlünü hoş tutun dedi bir kere.
*
Bütün ümidimiz Belediyespor diyeceğim de, onlar da zikzaklı bir grafik çizdiler, istikrarlı davranmadılar. Bir galip geldiler, iki yenildiler derken, ortalarda idare ediyorlar.
Play-off’a katılırlar mı, bilemem de, beklemek en iyisi…
NOT: Kırmızı - beyazlılar, yarın saat 19.00’da, Ege temsilcisi Karşıkaya ile oynayacak. Başarılar diliyoruz.