Depremin travmasını daha atlamamış, acılarımız taze,  gazeteleri karıştırırken, okuduğum haberlere midemi bulandırıyor.

Baksanıza, Süleymancıların yurdunda oğlan çocuklarına tecavüz ediliyor, ekranda biri çıkıp bu yurdu ve tecavüzü masum göstermeye çalışıyor, adeta savunuyor ve meşrulaştırma gayretinde.

Hayret ve pes yani.

Ne demek 11 yaşındaki oğlan çocuğuna 22 yaşındaki bir sözde imamın tecavüzü? Annelere çocuklarını dini eğitim alsın diye gönderiyor ama çocuklar tecavüze uğruyor, istismara maruz kalıyor.

Nihayet duyarlı davranan diyanet camiası tarikat öğrenci yurdunu kapatıyor, bu çirkefliklere belki de göz yuman müdürünü de açığa alıyor. Tamam da, o sözde imam ne olacak, bir müddet sonra tutuklandı ise bırakılacak, yurt da açılacak. Her zaman yaşanan, okuduğumuz, dinlediğimiz aynı hikâye.

Yapanın yanına kar kalacak, çocuk aile ve toplum içine çıkamaz hale gelecek.

Neredeydik, nerelere geldik.

*

Hadi tecavüzden başladık devam edelim. İstanbul’da okuyan 20 yaşlarındaki Türkmenistanlı genç kız. Okula gitmek için metrobüse biniyor, hayatının şokunu yaşıyor, tecavüze uğruyor, kız da soluğu poliste alıyor.

Bu kaçıncı? Hiç bitecek gibi de görünmüyor. Yarın gazetelerin üçüncü sayfası bir başka skandallara yer verecek.

Kız çocukları toplu taşıma araçlarına binemeyecek mi, kendilerini güvende hissetmeyecekler mi? Biz böyle miydik, böyle mi olacaktık!

Neredeydik, nerelere geldik!

*

Yine bir başka gazetenin üçüncü sayfasından.

Köpekleri öldü diye veterineri dövüyorlar. Hadise Samsun’da yaşanıyor. Ondokuz Mayıs Üniversitesine bağlı hayvan hastanesinde yaşanan olayda, müzik okulu işlettikleri öğrenilen Z.H. ve kız arkadaşı A.K., iddiaya göre ölümcül hastalığa yakalanan köpeklerini veteriner hekimlerden tedavi etmesini isterler. Tedaviye alınan köpek kurtarılamaz ve ölür.

Vay sen misin köpeği öldüren!

Veterineri sorumlu tutup bir güzel döverler. Veteriner şimdi yoğun bakımda.

Neredeydik, nerelere geldik!

*

Al işte, bir başka kadın-erkek şiddeti, cinayeti. Bu kaçıncı diyeceğim de, dediğim gibi, gazetelerin üçüncü sayfaları bu tür haberlerle dolu. Okuyanı da var demek ki, tam sayfa cinayet, tecavüz, saldırı, cinayet haberleri ile dolup taşıyor.

Ayrıldığı sevgilisini öldürüp canına kıyan biri daha.

Erkan D. denen adam, eski sevgilisinin annesiyle oturduğu evi basıyor, dehşet saçıyor, 2 kişi ölürken, ortalık kan gölüne dönüyor, 2 çocuk annesi Fulya Aslan hayattan kopuyor.

Neredeydik, nerelere geldik!

*

Yazmakla, okumakla tükenmiyor. Toplumun kıyısında gezen insanların üçüncü sayfadaki haberlerinden biri daha…

Tehdit eden arkadaşını 27 yerinden bıçaklayanlar da çıkıyor.

İstanbul Çekmeköy’de yaşanıyor olay. İddiaya göre 10 yıllık arkadaş oldukları öğrenilen G.Y. ile H.Y.A ormanlık alana gidiyor, ikili arasında çıkan tartışma kavgaya, bıçaklı saldırıya kadar varıyor.

Demek arkadaşlıklar da bir yere kadar. Ya kadın-kız meselesi, ya alacak verecek meselesi, belki de uyuşturucu anlaşmazlığı. Bilemiyorsunuz.

Neredeydik, nerelere geldik.

*

Yazarken bile midem bulanıyor. Son bir tane daha.

Çocukların hırsızlık olayı 9 senede yüzde 70 artmış. Çocukların karıştığı olayların üçte ikisi yaralama, hırsızlık ve uyuşturucu oluşturuyormuş. 2022’de vaka sayısı 601 bin 754’e ulaşmış. Uyuşturucu kullanımı ve satışı en yüksek oranda seyrediyor.

Allah çocuklarımızı korusun! Sadece dua ile iyi niyet ile olmaz bu işler. Çocuklarımıza ihtimam göstermeli, onları kontrollü takip ile gözlem altında tutmak zorundayız. Ve eğitimin, aile terbiyesinin önemini anlatmadan, nakşetmeden, çocukların yüreğine kazımadan…

Hele hele kız çocuklarımıza.

Neredeydik, nerelere geldik!

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol