banner1524
  

Bir yazı yazıyorsunuz, herkes kendi işine yarayan tarafını alıyor. Şayet içinde, kendisini tatmin edecek, hoşuna gitmeyecek bir taraf varsa, seni tu kaka ilan ediyor, arkandan bin bir hakareteler sıralıyor, hakarete varan yorumlar gönderiyor.

‘Ağzı bozuk şarkılar yazdım sana’ diyen Gülşen’in sözleri gibi, ağzını bozan bozana.

Çok da umurumda sanki…

Hele hele azıcık da kıyısından kenarından kendisini ilgilendiriyorsa, ya da içinde bulunduğu camiayı, neredeyse gelip seni dövecek!

O kadar da ileri gidenler var.

Okuru memnun etmek zor. Herkes istiyorsa kendisi gibi düşünelim, kendisinin istek ve arzuları doğrultusunda yazı yazalım.

Mümkün değil.

Arada bazı zırtapozlara çıkar, ahkâm keser, aklı sıra akıl vermeye kalkışırlar. Yemezler şekerim!

Ha, okuyan beğenir, beğenmez, canı sağ olsun. Okura kızmam ben. Yorumlarını da silmem. Onlar bizim velinimetimiz. Okur olmazsa, sizler olmazsanız, bizim hiçbir kıymeti harbiyemiz kalır mı? Hatam varsa, eksik bilgi koymuşsam, ters, aykırı cümle kullanmışsam, tutar özür de dilerim.

*

Bu arada, yazarken bizim için “hem nalına, hem mıhına vuruyorsun!” diyenlere de cevabım şu. Yeri gelir eleştiririm, yeri gelir hafifçe gıdıklarım, yeri gelir hakkı ise överim.

Yazılarımdan ötürü fincancı katırları ürkermiş, alınan-gücenen çıkarmış, hiç dert değil iken, kendimce gerçekleri yazdığıma inanırım.

Ha, herkes de kendini buluyorsa, görüyorsa, algılıyorsa, kendi bilecekleri mesele.

Okey mi?

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol

banner1527