Etrafımızda kula kulluğun zirve yaptığı şu fani dünyada, Allah’a ne kadarda muhtacız diye düşünüyor ve inanıyorum…
İnsanoğlunun mutsuzluğunun temel kaynağı da bu; Allah’ı unutup da, Allah’tan başka şeylere kulluk yapanlar mutluluğu asla yakalayamazlar…
Zira insanı yaratıp da, ona rızık veren, onu yaşatan Allah’tan başkası değildir…
Allah’tan başkasına yönelmenin cezası dünyada zillet, ahirette de azap olacaktır…
Zariyat süresinin ayetleri meseleyi en güzel şekilde izah etmektedir; buyurun beraber okuyalım…
*
﴾56﴿ Ben cinleri ve insanları, başka değil, sırf bana kulluk etsinler diye yarattım.
﴾57﴿ Onlardan bir rızık istemiyorum, beni doyurmalarını da istiyor değilim.
58﴿ Şüphesiz rızkı veren, sarsılmaz gücün sahibi olan yalnızca Allah’tır.
57 ve 58. âyetlerde bu kulluğun –hâşâ– Allah’ın yararınaymış gibi algılanmaması için çok açık ifadelerle O’nun buna muhtaç olmadığı, asıl şuurlu varlıkların O’na kulluk etme ihtiyacı içinde oldukları belirtilmiştir…
Kendisi için mi yaşamalı insan?
Yoksa başkası için mi?
Merhamet mi?
Yoksa acılardan uzak bireysel bir yaşam mı?
Bilemedim…
Herhalde Allah için yaşamalı insan diye karar verdim sonuçta…
Yaratan Allah için yaşamalı insan…
*
Her saniyemizi bile O'nun için adamalı…
Böyle düşününce hafakanlar son buluyor…
Yoksa dipsiz şu dünyada yaşamak bir anlam ifade etmiyor…
Allah’a müteşekkir yaşayınca insan…
Sancılar son buluyor…
Labirentler ve kör düğümler bir bir açılıyor insan düşüncesinde…
Sorunlar kendiliğinden çözülüyor…
Yazımın sonunu, Kur'an-ın bir ayetinin müjdesiyle bitirmek istiyorum;
Tâğuttan (Allah'ın yerine tutulan şeylerden), onlara kulluk etmekten kaçınıp Allah'a yönelenlere gelince, onlar için büyük bir müjde vardır! Öyle ise kullarımı müjdele! (Zümer:17)
Selam ve dua ile kalın…