Maşallahı var, bereket mi yağdı ne var, son günlerde, özellikle şu bir yıldır, kaldırımlara veya yollara park eden arabaları çeken çekicilerin sayısında ciddi bir artış gözleniyor.
Herhalde her gün de yen bir çekici firması kuruluyor.
Tabi bu işi emniyet güçleri ile birlikte yapıyorlar. Yoksa onlar kaldırımdaki bir poşet çöpü bile çekmezler, kaldıramazlar.
Maşallah, trafik polisleri de gazeteciliğe özenmiş olmalı ki, ellerinde fotoğraf makinesı, çekiyor resmi, çekici geliyor, doğru aşağıya…
Ondan sonra işin yoksa uğraş dur!
Uyarmak yok, seslenmek, anons etmek de yok.
Kaldırımı işgal ettin, yola araba park ettin, çek!
Peki, sizi kim çekecek?
*
Emniyet Müdürümüze sesleniyorum, sayın Metin Aşık, sürücüleri çileden çıkartan şu çekiciler için de bir huzur toplantısı düzenleseniz keşke.
Çünkü hiç çekilmiyorlar.
Hani İbrahim Tatlıses’in dediği gibi, “Urfa’da Oksford vardı da biz okumadık mı?” dediği gibi, memlekette park yeri dolu da vatandaş gidip park etmedi mi aracını.
Ceza yazmak, çekicilere kanalıyla araçları çektirmek, gidip garajdan almak, arabaya verilen fiziki hasar-zarar da cabası, insanlara eziyetten başka bir şey değil.
Yerel yönetimlerin park için kılını kıpırdatmadığı günümüzde, bedeli neden sürücüler öder, anlamadım.
Asıl ceza kesilecek yeri biliyorsunuz oysa!
Tamam, düzensiz yerlere araçlar park edilmesin de, vatandaş, yani sürücüler çekiciler için, birlikte hareket ettikleri trafik polisleri için iyi düşünmüyor, bilesiniz!
*
Bir de, kentin trafik sorunu için Minibüsçüler Odası ve Halk Otobüs yetkilileri ile huzur toplantısı düzenlesiniz diyorum.
Trafik canavarı arıyorsanız, çok uzağa gitmeyin diye söyledim.
Son not; imkanım olsa, bir araç çekici aracı da ben alırdım. Gazetecilikte para yok nasıl olsa!