banner1507

Her ne hikmet ise, orman yangınları yaz mevsiminde zuhur eder. En çok da Akdeniz, Ege ve Marmara çevresinde kendini gösterir. Sanki bir ilahi güç ormanları ateşe verir, sonra ekipler seferber olur, imkanlar dahilinde ya ormanlar tamamen yanar, kül olur, ya da zamanında müdahale ile tamamen yanmaktan kurtulur.

Tabi orman yangınları çıktığında, başladığında, dedikodular ayyuka çıkar. Çoğu zaman kimin yaktığı bilinmez. Allah’ın işi işte!

Ya piknikçiler günah keçisi ilan edilir, ya bir garibanın izmariti olayın müsebbibi gösterilir, sonra da gazeteler ‘ciğerimiz yandı’ manşetleri atar, ormandan sorumlu olanlar ‘özveriyle zamanında müdahale edildi, daha fazla bölgenin yanmasına izin verilmedi’ gibi hiç de masum olmayan palavralarla milletle dalga geçerler.

*

Samimiyetle söylemek gerekirse, ülkemin her neresinde olursa olsun, orman yangınlarını çok da masum bulmuyorum. Bilinmeyen sebeple deniliyor. Her yıl aynı terane. Yine piknikçiler çıkıyor ortaya, ya da dış güçlere bağlanıyor, olmadı PKK militanları yaktı denilerek bir suç aleti vatandaşın gözünün içine sokuluyor.

PKK dahil, hangi kirli eller yakıyorsa, bu yangınlardan rant bekleniyorsa, Allah onları kahretsin! Ateşlerinde yansınlar!

*

Ama bakıyorsun, birkaç yıl sonra yanan ormanlık alanlar ranta, Türkçesi imara açılmış, yerine AVM’ler, lüks oteller, pansiyonlar, tatil köyleri kondurulmuş. Peki, etkili ve yetkili isimlerin, kurumların bu ranttan haberleri yok mu, yerel yöneticileri uyuyor mu, bürokrasi kulağının üzerine mi yatıyor da ranta mani olamıyorlar, göremiyorlar, duymuyorlar.

Ya da uyanıkların, açıkgözlerin, fırsatçıların bağı-bahçesi haline gelmiş. Herkes de bilir ki, ciğerlerimiz dediğimiz yeşil örtü, bilerek yakılıyor, biz de seyrediyor, güya yiyoruz.

Çok sürmez arası. Sonra gelsin kadastro, şura senin, bura benim. Tapucuların, emlakçıların, kadastrodan sorumlu olan amir veya memurların bakın bakalım, ormanlık alanlarda yurtları, özel evleri, bağları var mı, yok mu? Yok demeyin, bozuşuruz. Anlaşırlar, bölüşürler, paylaşırlar, arada para döner mi, görmedim, haberim yok.

Bir tane garibanın bağı-bahçesi var mı Ahır Dağında, araştırın hele. Ahır Dağında Ormancılar dahil, bağı-bahçesi, yurdu olmayan yok. Araştırın bakın! Kimse masum değil bu meselede.

*

Orman Bölge Müdürleri ve üst düzey memurları-amirleri (Türkiye çapında) sosyal medya maymunları haline geleceklerine, ormanlara sahip çıksalar, yeşili korusalar, akciğerlerimizi yakmasalar kendilerine dua edeceğiz de, masum olmadıklarını herkes iliyor, fakat herkes bu günaha, bu suça ortak olduğu için olan yeşile, olan ormanlarımıza oluyor!

*

Son olarak, ormanlar sadece Ege’de, Marmara’da ve Akdeniz’de yok. Karadeniz’de, Doğu illerimizde, Güneydoğu’da da varken, yaz mevsiminde onlar hanım hanım yerlerinde otururken, Allah korusun yanmazken, ranta açık, imara hazır, çıkara dayalı bölgelerdeki ağaçlara kıyan eller kırılsın inşallah!

Pınarbaşı’ndaki yangına müdahale edilmiş, söndürülmüş. İtfaiye Daire Başkanı sevgili Onur Erdi ve kahraman itfaiyecileri kutluyorum!

Şayet fırsatçıları varsa gözünü açıp bekleyen, leş kargaları, akbabalar, kuzgunlar, lafım, sözüm size!

Ahır Dağı’nı Kel Ali’nin bağına çevirenleri Allah ıslah etsin! Gerçi siz Allah’ı da kandırır, Allah ile bizi de aldatırsınız ya, neyse!

Allah sizi bildiği gibi yapsın!

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol