Osman Sandaloğlu ve verdiği kibir dersi

03 Mayıs 2020, 16:21

392 kez okundu.

Muhtar Gül anlatıyor; Sandal Hocamızın talebelerinden Mehmet Kozanoğlu, bir gün Batıpark Çay Bahçesinde oturmuş, ayak ayak üstüne atmış, elinde tesbih, sandalyeye yayılmış vaziyette, çayını içerken etrafına biraz da tepeden bakan tavırlar içinde.

Bu oturuş, bu vaziyet Osman Sandaloğlu’nun edebe aykırı oturuşu hoşuna gitmez, rahatsız olur ve hemen müdahale ederek, “Oğlum Mehmet Kozan, nedir bu gururun, yahu sen helikopter mi icat ettin, radyoyu mu buldun, yoksa otomobil mi? Gökyüzüne çıktın da haberimiz mi olmadı. Neden böyle gurur, kibir içindesin? Oğlum, unutma ki, eğer bilmediklerini ayağının altına alsan, başın göğe değer. Sen, bu gururla adam olamazsın. Olsan olsan hamal olursun. Gerçi hamal da lazım memlekete. Ama sen neden hamal olup onun bunun bavulunu taşıyasın ki. Okuyup daha güzel yerlere gelmek varken!” der biraz sitem, biraz da azarlayarak. Ama tatlılıkla, nezaket ölçüsünde…

Çünkü alimlerin, ulemaların, mübarek insanların ağzından kem söz çıkmaz.

Değerli dost, güzel insan, beyefendi kişilik merhum Osman Sandaloğlu’nun torunu Selahaddin Sandaloğlu anlatıyor; “Dedem Osman Sandaloğlu, Türkiye’de 10 imam hatip açılması kararı verildiğinde 7. imam hatibi Maraş’a kuran, okulun müdürlüğünü yapan, aynı zamanda Arapça, Farsça ve Kur’an-ı Kerim derslerine giren aynı zamanda hafızdı.”

Bir kere daha mekanı cennet olsun Osman Sandaloğlu’nun.

Bir kere vefa önemli. Biliyorsunuz eski imam hatip yıkıldı, eski Tedaş (her an yıkıldı yıkılacak) ile birlikte ortadan kaldırıldı. Yenisi yapılıyor. Çok amaçlı olacak. Şimdiki imam hatibin adının Sandal Hoca imam hatib olarak adının verilmesini Cumhurbaşkanlığına ve milletvekillerine öneri yazıları gitti.

Ama ses çıkmadı. Sadece Onikişubat belediye Başkanı sayın Hanifi Mahçiçek, çok donanımlı bir imam hatib lisesi yaptıracağını, bu okula Osman Sandaloğlu ismini vereceğini söyler. Söyler ama ekonomik nedenler, hele şu son başımıza musallat olan koronavirüs belası yüzünden ertelenir.

Ben şahsen, sayın Mahçiçek’in bu sözünü tutacağını, bu değerli ilim adamına hak ettiği değeri vereceğine inanıyorum.

Hele şu bulutlar bir dağılsın!