banner1524
  

Eskiden, özellikle ikinci-üçüncü el araba alınırken, müşteri aracı doğru küçük sanayi sitesine götürür, bu işin uzmanı olan ya da tanıdıkları varsa gösterir, sanayi ustası da araçtaki kusurları ya da mükemmeliyeti belirttikten sonra bir fiyat konulurdu ortaya.

Şimdi her sektörün ekspertizi çıktı. Konut alıyorsunuz örneğin, sizi ekspertize havale ediyorlar. Elektronik cihazı ile konutun metrekaresini ölçüyor, ona göre bir fiyat belirliyor. Sonrası alıcı ile satıcı arasında.

Buna eklenen son halka, otomobil ekspertiz firmaları katıldı.

Kayseri Çevre Yolu üzerindeki oto Galericiler Sitesi çevresinde oluşan ekspertiz firmaları, alıcı ile satıcı arasında kontrol mekanizması oluşturuyor, onların verecekleri karar veya rapor doğrultusunda bir fiyat pazarlığına girişiliyor.

Yani ekspertiz firması yetkilisinin söylediği here söz doğru ve dürüst kabul edilirken, alıcı ve satıcı da bu rapora, bu karara inanıyor, güveniyor.

*

Ancak gerçek bu mu? Sahiden ekspertiz firmalarının verdikleri karar, ağızlarından çıkan her söz gerçeği yansıtıyor mu?

Bir okurumuz geldi, büromuza. Bu meselede başından geçen hadiseyi anlattı. Anlatınca, bu firmaların, temsilcilerinin, başındaki sorumlu kimselerin öyle pek de güvenilir olmadığı kanaati oluştu bizde. Buyurun, okurumuzu dinleyin, kararı siz verin:

“Bir ikinci el otomobil almaya karar verdim. Haliyle eskiden olduğu gibi, alacağımız arabayı sanayi sitesine götürmek istedim. Ancak artık çağ atladığımız günümüzde, bu işte ustalıkları tescillenmiş ekspertiz firmalarının olduğunu, onların verecekleri karar ve rapor doğrultusunda aracı alıp alamayacağımızın belli olabileceği söylendi.

Ekspertiz firmasının müdürüne vardık. İnandık, güvendik çünkü. Araçta, belirgin olan bir iki küçük kusur dışında hiçbir şeyinin olmadığını, güvenle alıp kullanabileceğimiz yönünde bilgi verince, biz de aracı aldık. Aldık ama daha ertesi günü, firmanın müdürünün ‘temiz’ dediği yerlerden kusurlar peydah oldu. Üstelik de aracın fiyatından, normal değerinden 1.500 lira fazla ödedik satıcıya. ‘Temiz, herhangi bir kusuru yok’ sözünü teminat,  garanti ve güvence sayarak. Yani açıkçası kandırıldık, aldatıldık, sözlü teminata kanarak hem kusurlu arabayı aldık, hem de normal değerinden 1.500 lira fazla para ödedik.”

*

Okurumuzun başından geçeni dinleyince, biz de şaşırdık. Bu zamanda kime güveneceğimiz konusunda tartışma içine girmişken, buradan bir soru yöneltelim istedik.

Bu güvenli olduğu iddia edilen firmaları denetleyen bir kurum var mı acaba? Yoksa vatandaş belki de tu kaka edilerek, tufaya getirilerek, belki de bir danışıklı döğüşün figüranı olarak enayiler sıralamasındaki yerini almaya devam edecek mi?

Malum söz; enayiler olmazsa açıkgözler acından ölürmüş. Dürüst insanlar, ekspertiz firmalarına inanarak, güvenerek araç alanlar enayi mi yoksa?

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol

banner1527