Bir kedinin bile üzerine fazla giderseniz, cüssesine bakmadan ve tereddüt etmeden üzerinize atlar. Fazla sıkıştırmayacaksınız! Yoksa başınıza geleceği biliyorsunuz!
Piyasada yeterli miktarda para olmaz ise üretimde kapasite kullanımı düşer, işsizlik artar, üretime düşük kapasiteyle devam edilirse sabit giderler aynı oranda azalmayacağı için firmalar kârı da zarara dönüşür.
Sanayicinin üzerine fazla gitmeyecek, canını incitmeyecek, elinizden geldiğince destek olmak varken, canını sıkmayacaksınız! Zaten çoğu batma noktasında, bazıları depremden sonra şehri terk etti, çoğu iflasın eşiğine geldi, çoğu yokluğa demir attı, bazıları da neredeyse konkordato ilan etti, edecek.
*
Zarar eden firmalar bankalara olan borçlarını ödeyemez, bu yüzden bankalar batarsa halkın tasarrufları buharlaşır. Hiç kimse “Olsun, biz her şeye razıyız, yeter ki enflasyon düşsün!” demez, diyemez.
Bunun için de siyasiler enflasyonu indiren politikaların arkasında durmak zorundalar. Şunu da diyebilirsiniz, yerelden söz diyorum, siyasiler bugüne kadar havaalanında, karşılama törenlerinde elleri bağlı saygı duruşunda bulunmaktan başka ne işe yaradılar, bu sorunun cevabını da siz verin!
Bizim üretmeye, temmuz kadar sıcak paraya ihtiyacımız var.
Üreten, istihdam sağlayan, ihracat yapan sanayicilerin canını sıkmayın, incitmeyin!
*
Esnaf… Zaten zor ayakta duruyor, ölmedi ama serumla idare etmeye, hayata tutunmaya çalışıyor. Memurdan, işçiden farkı yok. Hele şu sıralar depremde işyerleri yıkılınca, bazıları da yıkılma tehlikesi ile karşı karşıya kalınca, ne yapacağını bilemez hale geldi.
Canını sıkmayın esnafın! Canı burnunda zaten. İsyanları oynuyor, tepkilerini arş-ı alaya taşımaya, bir umut ışığı yakalamaya çalışıyor. Denize düşene yılana sarılır derler ya, onlar da şimdi siyasilerden çok Büyükşehir Belediye Başkanı Fırat Görgel’den medet umuyor.
Problemi çözerse Fırat Görgel çözer diye.
*
Piyasayı, sizi, hepimizi ayakta tutan onlar. Kıbrıs Meydanı çevresindeki dükkanları yıkacaksınız da, nereye gidecek bu insanlar. Ekmeğini nerede kazanacak, evine nasıl ekmek götürecek.
Dere Pazarı içindeki esnaf da isyanları oynarken, kimse çıkıp da, gelip de yanlarına derdin nedir kardeşim diye sormuyor, soramıyor, cesaret edemiyor. Etseler bin ah işitecekler!
Topu, suçu Çevre ve Şehircilik Bakanlığına yıkıyor, aradan sıyrılıp çıkıyorsunuz da, havaalanına geldiklerinde bakanları siyah-lacivert elbiselerle karşılayan sizler, siyasiler ve bürokratlar, hiç olmazsa sürenin uzatılması noktasında bir hareketiniz, eyleminiz olsun!
Seçim bitti nasıl olsa, ne işiniz var esnafın yanında, derdiyle dertlenmede!
Hadi, kımıldayın biraz! Vallahi yoksa kilo alacaksınız, demedi demeyin!