banner1524

“Eh, bu da sorulur mu birader!” dediğinizi duyar gibiyim.

Olsun, ben sorarım! Halk kendisinin kıymetini biliyorsa, çalıştığının farkında ise, gizliden gizliye büyükşehire oynayan bazılarına rağmen “Poyraz’dan iyisi, Şam’da kayısı” diyebiliyorsa, inancımız ve düşüncemiz odur ki, Poyraz da bu şehri seviyor.

Aslında bu Mustafa Poyraz’ı göklere çıkartma, ayaklarını yerden kesme, bulutların üzerinde gezdirme yazısı değil.

Bir yıkama-yağlama yazısı hiç değildir. Duyduklarımızdan, gördüklerimizden ve gözlemlerimizden çıkan bir tablo, yazı.

Ne anlarsanız anlayın, ne derseniz deyin, gerçek bu…

*

Geçenlerde tanımadığım, ismini dahi bilmediğimiz, ancak Elazığlı olduğunu söyleyen bir kişi, belediye hizmetlerini övdü, kentin temizliğinden dem vurdu, Başkan Mustafa Poyraz’ın da azimle, inançla çalıştığını kaydetti… Daha bir sürü övgü dolu sözler sarfetti, çıkarken de ekledi; “Başkanınızın kıymetini bilin!”

Bu, şehrimize gelen, yerel hizmetleri gözlemleyen bir vatandaşın düşünceleri. Peki, Elazığlı  vatandaşımız böyle söylüyor da, acaba kamuoyu ne diyor! Bir önceki yazımızda bunları yazınca biz de sormuştuk sizin adınıza; “Acaba Başkan sayın Poyraz da bu kentin kıymetini biliyor muydu?”

Tuhafiyecinin, köşgerin, balıkçının, bakkalın, berberin, demircinin, kırtasiyecinin, terzinin, gazetecinin, hadi uzatmayalım, bilumum esnafın…

Öyle ya,

Bunu öğrenmek zor değildi. Dışarıya çıkar, insanlarla halvet ederseniz, 10 kişiye sorsanız sorunuzun cevabını bulmanız kolaydı. “Başkan Poyraz, herkes gibi insan. Artıları kadar eksileri de olabilir. Ancak gördüğümüz kadarı ile şu son 1,5 senedir hizmet noktasında atağa geçti. Üstelik de çok değişti. Eski Maraş yoksa, ki yok, eski Poyraz da yok. Performansı iyi. Elde birisi olacağına, Poyraz başımızın tacı…”

Özetle söylenen bu…

*

Öf, öfffff! Ramazan ayındayız. O da bitti bitiyor. Bunaltıcı sıcaklar bastırdı. Ancak siyasi arenadaki sıcaklık da iklimle birlikte yavaş yavaş kendini göstermeye başladı. Bilinen, görünmeyen, köşeye bucağa çekilmiş bazıları siperde, bekliyor. Siperden başını ne zaman kaldıracak, askerin önünde mi, arkasında mı savaşını sürdürecek belli değilken, kamuoyundaki heyecanlı bekleyiş sürmüyor değil.

Biri, birilerinin gölgesine sığınmış, işaret ve icazet peşinde. Ve de Ankara’yı Çarşıbaşı yoluna çevirmişken hele…

Kararsız Kasım’lar çok.

Herkes de bize soruyor, sanki genel merkezde tele kulağımız var. Sanki Başbakan sayın R.Tayyip Erdoğan dayımız!

Son sözü genel merkez söyleyecek, son noktayı başbakan sayın Erdoğan koyacak. Belirleyici olan O.

Ötesi yok bu işin!

*

Dedik ki kimse cesaret edip ortaya çıkmaktan imtina ediyor. Doğru! Bakarsan herkes kendini potansiyel aday ilan ediyor. Lakin ortaya çıkma cesareti yok!

Bir tek medeni cesaret gösterip aday adaylığını açıklayan isim Tuncay Kazancı oldu. Projeleri ile geldiği toplantıda, “bu yarışta ben de varım!” diyebildi, başlamanın, cesaretin kazanmanın ilk ayağı olduğunu gösterdi herkese.

Yüreksiz olanlar, yola çıkmaktan korkanlar, ‘erken öten horozun kafasını keserler!’ düşüncesine sığınanlar, cesaretsizler, bekleyedursun.

Hayırdır inşallah! Oysa maç saati geldi çattı. Hakem düdüğü çalmak üzere. Daha soyunma odasındakiler neyi bekler, anlamak mümkün değil.

Yazının sonunu getirmek istersek, Başkan Poyraz çok değişti. Maraş’ın değiştiği gibi… Ne Mustafa Poyraz eski Poyraz, ne de Kahramanmaraş eski Maraş.

Bakalım bu değişiklik, bu farkındalık Ankara’ya ve sandığa nasıl yansıyacak, bekleyip göreceğiz.

Her şey, herkesin hakkında hayırlısı neyse o olsun!

Başlıktaki sorunun cevabını vermek herhalde yine büzü düşüyor. Bilmese, “Büyükşehir belediye başkanlığına varım!” der mi?

 

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol

banner1527