Geçen hafta Cuma günü, 11 yıldır bu kenti yöneten Belediye Başkanı sayın Mustafa Poyraz ile birlikte olduk.
10 Ocak Gazeteciler Günü münasebetiyle…
Vicdanım rahat, dedi.
Mutluyum, her köşede bir eserim var, dedi.
Ehli vicdan sahibi olan herkes gerçeğin farkında, biz kurumun delikli kuruşuna tenezzül etmedik, belki zaman zaman üzdüklerimiz, kırdıklarımız da oldu, içinizde de olabilir, ama hep niyetimizi halisane tuttuk, dedi.
2 aydır rahatım, nefes alıyorum, dedi.
Bir soru üzerine de; cemaate evet, ama cemaatçiliğe hayır, dedi.
11 yıldır bu kurumun başındayım, burası hiçbir zaman benim ekmek teknem olmadı, dedi.
Maddi olarak, bu göreve 15 Ağustos 2002’de geldim, o günden beri çok gerideyim, dedi.
*
Sanki o gün, bir kendisi ile hesaplaşma, basın mensupları ile helalleşme günü gibi geldi bize. Aslında bir basın toplantısı değildi niyeti, sohbet etme, dertleşme ortamı yaratmaktı.
Yaptıkları, yapamadıkları, pişmanlıkları bile soruldu. Sayın Poyraz cevabını verirken, inancım o ki, çok samimiydi, çok net, çok dürüsttü, çok duygu yüklüydü.
Sanki dokunsanız da ağlayacak gibiydi.
Kendisi ile yeni dönemde yola devam edilmeyeceği meselesini anlatırken, bunu gözlemlemek çok basitti.
Ekibini kuramadı iddialarına biraz bozuk gibiydi, madem ekibim yoktu, bütün bunları kim yaptı, diyerek de karşı taarruza geçerken, kendinden emindi.
*
Teşekkürler sayın Poyraz!