Prestijli firmaları yıpratmak, çamur ve iftira atmak, dedikodu üretmek; terörle eşdeğerdir.

10 Kasım 2016, 12:09

481 kez okundu.

İnşaat sektöründe sadece ekonomik zor bir süreç var. Ve firma sahipleri bu ekonomik zor süreci aşabilecek yapıdalar. Terörün yönettiği algı dedikoduları devletin birimleri tarafından ortadan kaldırılırsa ve bu dedikodulara halkımız kulak asmaz ise tüm firmalar ayağa kalkar ve taahhütlerini yapar. Dedikodu telkinlerinden firma sahipleri inşaata zaman ayırmamaktalar.

İtibarlı, piyasada kredisi olan, müşterilerinin güvenini kazanan, kalitesi ile fark yaratan firmaları, markaların korunması gerekiyor. Kaldı ki bu firmalar, (adı, sanı, ünvanı ne olursa olsun, hangi sektörü temsil ederse etsin) beslediği, ayakta tuttuğu alt sektörleri de canlı tuttuğundan, piyasanın lokomotifi gösterildiğinden, konuşurken, yazarken hassasiyet gösterilmesi gerektiğine inanıyoruz.

Şimdi…

Son günlerde, özellikle inşaat sektörü üzerinde asılsız, çelişkili, mesnede dayanmayan, sırf muhabbet olsun diye, sırf rekabete kara leke sürülsün diye sağda solda, vergi dairelerinde, adliye koridorlarında dedikodular üretilmeye başlandı.

Bu tür gereksiz, asılsız ve mesnetsiz iddialar, atılan çamurlar, çirkefler, konut edinmek isteyen vatandaşların da kafasını karıştırırken, sektöre kuşku ile bakılmasına da sebep oluyor.

İnsanlar ürküyor haliyle… Senelerin birikimini, umutlarını oturacakları konuta bağlamış iken, birileri tarafından ortaya atılan çirkin iddialar, dedikodular, sektörü yerle yeksan ediyor.

Bu da bir terör aslında. Terör her zaman eylemle, silahla olmaz. Dedikodu üretmek, iftira atmak, çamur sıçratmak, birilerini, markaları, kurumları hedef göstermek de iftiranın kan kardeşidir.

Yok falan firma iflas etti, yok bilmem şu firmaya kayyum atandı, hayır öteki firma battı, yok beriki firmanın çekleri bankadan geri dönüyor, yok bu firma iflas erteleme talep etti, yok sağa sola borçları var, yok kaçıp gidecek, yok yaptığı konutlara çürük-çarık…

Bu tür çirkin iftiralar sadece firmaları, sektörü ve alt sektörü değil, Kahramanmaraş’ı da derinden etkiler, ekonomiye darbe vurur! Çünkü bugün itibariyle şehirdeki piyasayı canlı tutan, hareketli kılan inşaat sektörüdür, gerisi hikâye…

Bir inşaat sektörünün temsilcisinden aldığım notları sizlerle paylaşmak istiyorum. adını, ünvanını, etiketini, kimliğini sormayın! İşte bizimle paylaştığı notları;

“Fitne ve fesada fırsat vermeyelim resmiyetle cevap verelim; Asılsız muhabbet tespiti yapan tüm müşterilerimiz ve uzak yakın bizi tanıyan dostlarım önemle rica ediyorum anında isim ve bilgi aktarın, muhatap Cumhuriyet Başsavcılığı olacaktır.

Vesselam ekonomik krizi fırsata çevirerek firmaları yıpratmak teröre verilmiş bir fırsattır. Ekonomik olarak dar bir süreçten geçmek adı üstünde bir süreçtir. Biz vizyonlu bir firma olarak memlekete çok güzel imzalar attık ve yeni imzaları atmak için de çok güzide anlaşmalara imzalar attık. Krize inat, fitneye inat inadına yatırım inadına istihdam diyor ve yolumuza devam ediyoruz. Tüm müşterilerimi saygı ile selamlıyor Şehri Güzidem Kahramanmaraş’ın bir evladı olmaktan gurur duyuyorum ve şehre yakışır projelere imzalar atarak "DURMAK YOK YOLA DEVAM!" diyorum. Zerre-i miktar kadar bir hatam oluşmuş bir müşterim varsa, gerekeni ziyadesiyle yapmayı taahhüt ediyor ve hatamı bilmek istiyorum...”