Eczacılık ve siyaset kadar toplumsal uzlaşmanın, dayanışmanın ve dostluğun yegâne isimlerinden biri olarak gösterilen, yetenekleri sebebiyle on parmağında on marifeti olan Bahtiyar Murat Aras, 4 yıllık çalışmanın ürünü olduğunu söylediği ikinci kitabı ‘Türkler’de arkadaşlık’ ile kütüphanelerdeki arşiv oluşturmayı sürdürdü.
ESERİ, DEPREMDE HAYATINI KAYBEDEN ABLASINA ATFETTİ
6 Şubat’ta yaşanan yüzyılın depreminde hayatını kaybeden biricik ablası Feride Özlem Kirişçi anısına piyasaya sürdüğü uzun bir araştırma, emek ürünü olduğunu söylediği eseri için; “Bu kitabımda, tarih boyunca büyük devletler kurup, geniş coğrafyalara hükmetmiş milletlerin bu başarıları çeşitli yönleriyle ele alınmıştır. Birçok araştırmacı aynı konularda çeşitli fikirlere yürütmüş ve asırlar süren bu hâkimiyetin nasıl sağlandığı tartışılmış, binlerce yıl önce iletişim ve ulaşım imkânlarının çok kısıtlı olduğu dönemlerde, büyük toprak parçalarını egemenlik altına alıp, uzun yıllar oralarda hüküm sürmeleri, bunu nasıl başardıkları, diğer milletlerden farkları ve bunu gerçekleştiren milletlerin ortak özellikleri sorgulanmıştır. Bu devletleri kuran milletlerin kültürel kökleri araştırılmıştır bu eserimde.” dedi.
MİLLETLERİN KÜLTÜREL KÖKLERİNİ ARAŞTIRMAK
Uzun seneler 14. Bölge Kahramanmaraş Eczacı Odası Başkanlığını yapan, Nevşehir’e bağlı Hacıbektaş Üniversitesinde doktorasını tamamlayan, ilk araştırma-çalışma ürünü olan Pazarcık Alevileri kitabı ile tüm ilgileri üzerine çeken araştırmacı yazar Murat Aras, milletlerin kültürel köklerini araştırmayla ilgili olarak, “Elbette böyle büyük egemenlik sahaları oluşturmak için birinci şart, çok güçlü bir askeri teşkilat ve orduya sahip olmaktır. Bu askeri gücün girdiği savaşlardan muzaffer kuvvet olarak çıkması ve yeni fethettiği bölgelerde kalıcı olması için bu gücünü uzun süre aynı disiplinle muhafaza etmesi gerekir. Tüm bunları sağlamak ve başarmak için zorluklara karşı dayanıklı, inançlı, kuvvetli, iradeli ve zeki insan topluluğuna ve onları sevk ve idare eden adaletli, cesaretli, başarılı, hoşgörülü, yasa sahibi ve yüksek ahlaklı liderlere ihtiyaç vardır!” ifadesini kullandı.
MEDENİYET TEŞEKKÜLÜNE KATKI SAĞLAYAN MİLLETLERİN TARİHİ
Aras medeniyet teşekkülüne katkı sağlayan milletlerin tarihi ile ilgili olarak şu cümleleri kullandı; “Bunların en önemlilerinden biri olan İbn Haldun bu konuyla ilgili birçok ilginç görüş ileri sürmüştür. Özellikle milletlerin karakterlerinin oluşumunda yaşadıkları bölgelerin coğrafi koşullarının etkisi üzerinde çalışmalara yapmış bulundukları coğrafya ve hayat şartlarının o milletlerin karakter oluşumunda çok etkili olduğunu ispata çalışmıştır.
Hatta bu milletlerin hayat şartlarının, onların karakterlerine direkt etki ettiğini iddia etmiştir. Zor tabiat koşullarında konar-göçer şekilde hayvancılıkla uğraşan kavimleri, ‘baş edilemeyen vahşi yırtıcılar’ olarak değerlendirmektedir.”
DAİMA GÖÇ EDELER, OTURAK OLMAYALAR!
“Tabiatın zorluklarıyla sürekli uğraşan bu göçebe kavimlerin, yerleşik hayata çok önceden geçen diğer milletlere göre daha cesur ve savaş kabiliyetlerinin çok daha yüksek olduğu ileri sürülmektedir” diyen Aras, şu cümleleri paylaştı; “Bu yüzden Cengiz yasasında ‘Daima göç edeler, oturak olmayalar’ denilerek Türklerin sürekli göçebe yaşaması emredilmiştir. Bunun sebebini Cengiz Han, ‘Olmayasın ki oturak olasız, ki beylik ve Türkmenlik yürüklük edenlere katılır’ diyerek bey olmanın şartının hareketli olanlara ait olduğunu ifade etmiştir. Kırgızlar bir yere bağlı kalmayı, yani yerleşik hayatı bir hastalık belirtisi saymış ve onu bir nevi cinnete benzetmişlerdir. Moğollara göre ise göçebe hayatından daha iyi bir hayatın olması imkânsızdır.
Cengiz Han bu göçebelerin oluşturduğu ordunun hakanı olarak dünyayı fethetmiştir. Bu hareketli hayat, Türkler ve Moğolların bir yaşam biçimi olmuştur. Çünkü Türkler savaşa giderken aileleri ve sürüleri de onlara arkadan takip etmiş ve büyük bir destek kuvvet görevi üstlenerek, yeri geldiğinde erkeklerle beraber kadınlar da savaşmışlardır!”
ARKADAŞ OLMA VE KAN KARDEŞLİĞİ
Ötüken Yayınlarından çıkan ikinci eseri için Murat Aras şunları söyledi; “Türk ırkına mensup milletlerde arkadaş olma ve kardeşleşme törenlerinin en önemlisi kan kardeşliğidir. Bu kardeşleşme töreninin etkisi Türklerin bütün sosyal ve ekonomik hayatında karşılık bulmuş ve çok sıkı bağlar meydana getirmiştir. Ama bunun en büyük etkisi askeri alanda görülmüştür, çünkü Türklerde ‘Alp’ veya ‘Nöker’ veya ‘Nökör’ olmak bir ayrıcalıktır. Türklerde toplum içinde saygınlık kazanmak için askerlik başarısı en önemli göstergelerden biridir. Dede Korkut hikâyeleri bunun en güzel örnekleri ile doludur. Özetle Türk kültüründe kan kardeşliğinden başlayarak, musahip kardeşliğine kadar asırlar boyunca devam eden kardeşleşme törenlerinin sosyolojik, kültürel ve dini köklerini tek tek incelendiğinde, bu törensel uygulamaların bütününe bir anlam kazandırmak mümkün olacaktır. Zira musahip kardeşliği iki kişi arasında olan basit bir bağlılık akdi değildir.” diye konuştu.
BAHTİYAR MURAT ARAS KİMDİR?
26 Ağustos 1969’da Kahramanmaraş’ta dünyaya geldi.
1988’de Anadolu lisesinden mezun oldu, aynı yıl İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesine başladı. 1994’den bu yana serbest eczacı olarak çalışıyor.
Türklerin tarihi ve Kürtlerin ayaklanmalarına (1908-1939) dair tezi ile Hacı Bektaş Üniversitesinde doktorasını tamamladı.
Tarihe ve kültüre mal olan konferanslar verdi. Araştırmaları ile dikkatleri üzerine çekti.
Pazarcık Alevileri isimli ilk eserini kütüphanelere kazandırdı.
Araştırmacı-yazarlığı yanında, atıcılık trap branşlarında milli sporcu kimliği ile de tanınan Aras, 4 kez Kahramanmaraş Eczacı Odası Başkanı olarak biliniyor.
Siyasi ve eczacılık mesleğinde sevilen sayılan isim oldu, siyasetle de içli dışlı bir yaşam sürdüren, uzun zaman gönül verdiği Anavatan Partisinde siyaset yaptı ve bu partinin senelerdir il başkanlığını yürüttü, son olarak da 14 Mayıs 2023 seçimlerinde İYİ PARTİ’den milletvekili aday adayı oldu.
Aras evli ve 5 çocuk babası.