Ne diyordu bir Eskimo atasözünde; ‘Rüzgârsız havada dönen fırıldağın mutlaka bir üfleyeni vardır!’

Bayıldım bu söze.

Fıkra bu ya, bir Arap ülkesinde kralın, 10 çocuğu olan ailelere büyük devlet yardımı yapılacağını duyurulur.

Adamının birinin 9 çocuğu varmış. Devlet yardımı alacak ya, karısına sormuş: “Hanım, kral 10 çocuğu olanlara büyük yardım yapacak. Bizim yaşımız ilerledi, yeni çocuk zor. Benim 3-5 sene evvel, köyde bir kadından çocuğum olmuştu,  sana söyleyememiştim. Ben o çocuğu getirsem devlet yardımı alsak, ne dersin?”

Kadın ne desin, “Peki” demiş, kenara çekilmiş. Adam gitmiş, bir hafta sonra bir çocukla dönmüş. Kapı açıkmış, her zaman gürültülü olan evde çıt yok.

Adam merakla karısına sormuş; “Çocuklar nerede?”

Kadın gayet sakin; “Herkesin babası gelip çocuğunu aldı götürdü!”

*

Diyeceksiniz, biliyorum, yukarıdaki Eskimo atasözü ile aşağıdaki fıkranın bağdaşır tarafı ne? Ne alaka rüzgâr ve fırıldak, ne alaka çocuk yardımı…

Saçma!

Tabi ki deli saçması. Ama arada böyle absürt fıkralar koyarak sizi biraz keyiflendirmek, sıkıntılarınızdan uzaklaştırmak, gerginliğinizi gidermek, başınızdaki ağrıyı dindirmek istediğimden, araya manzara değil fıkra koyarak çeşitlik olsun istedim.

*

Herkes stadyum meselesini konuşuyor. Başka derdimiz yok! Konuşanlar, yazanlar haklı mı, sonuna kadar haklılar.

Güya büyükşehiriz, sözüm ona kadim memleketi, aslına bakılırsa ekonomide ciddi bir potansiyele sahibiz, nüfus olarak desen hatırı sayılır bir yerdeyiz, bir dönemler süper ligde top koşturmuş şehrin stadı yok!

Yazanlar, konuşanlar elbette haklı. İsteyenlerin de yarın cebine koyup götürecek halleri yok.

Memleket meselesi.

*

Fırat Görgel söz verdi. O, sözünün eri bir başkan. Söz verdiyse, ne yapar, ne eder o sözü tutar, yerine getirir. Sözünün arkasında durmuş bu genç adam gençliğinde amatörce de olsa top oynamış, futbolun ihtiyaçlarını, futbolcuların taleplerini, taraftarın beklentilerini bilen birisi olarak o da takımlarımızın komşu ilçe takımlarının sahasında maç yapmasını hazmedemiyor mutlaka.

Sık sık da bu meseleyi halledeceğini söylemedi değil.

Cumhurbaşkanı sayın Recep Tayyip Erdoğan 30 Kasım’da Maraş’a geldi, kura çekimine katıldı, Büyükşehir Belediyesini ziyaret etti, çocukları sevdi, insanlara konut değil sadece, umut da dağıttı, örneğin özlemimiz, hasretimiz olan 17.500 kişilik stad sözünü verdi.

Artık seçmen, vatandaş kitlesi uyandı, gerçeklerle yüzleşmeye başladı. Bizden öncekilerin Kale’ye top, Ulu Camiye halı istemek yerine, daha yararlı, daha somut, daha geleceğe ışık tutacak projeler, yatırımlar istemeye başladılar.  

Sayın Erdoğan da bu beklentilere, bu olmazsa olmaz ihtiyaçlara kulaklarını tıkamadığı gibi, kayıtsız kalacağını da düşünemiyorum.

Yok, diyeceğini, hayır diyeceğini, no diyeceğini, olmaz diyeceğini sanmıyorum.

*

Konuyu dağıttığımı sanmayın, düşünmeyin. Aynı konuyu aynı metin, aynı sayfa içinde uzun uzun dillendirmektense, farklı ve değişik konuları aynı zeminde paylaşmak, hem sizi rahatlatacak, hem de bilgi dağarcığınıza katkı sunması bakımından kentin diğer gerçek sorunlarını göz ardı etmeme adına baka kulvarlara yönelmeyi yeğ tuttum.

Biliyorsunuz, 3l Mart mahalli seçimlerinde bazı belediyeler iktidardan muhalefete geçti.

*

Muhalefet de olsa Göksun’da Selim Cüce, Dulkadiroğlu’nda Mehmet Akpınar, Nurak’ta İlhami Bozan Allah için başarıya imza atıyor, başarı hikayesi yazıyorlar. Bu kısmı okunurken beki bazılarının işine gelmeyecek ama gerçek bir tane. Sonra, güneşi balçıkla sıvayamıyorsunuz.

Başkanlar Mehmet Akpınar, Selim Cüce ve İlhami Bozan bu şehrin, bu ilçelerin katma değeri, yükselen değeri, artan değerleridir.

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol

banner1560

banner1551

banner1561

banner1552

banner1554

banner1555

banner1556

banner1557