Salgın’lar ve çalgın’lar…

24 Mayıs 2020, 07:55

242 kez okundu.

Salgın denen illeti her gün yaşıyoruz sanki. Artık pandemi, yani salgın haberlerini dinleye dinleye ikrah (bıkkınlık-tiksinti) geldi. Aynı adamlar, ekrana çıkıp ahkâm kesen sözde bilim adamları, ısıtıp ısıtıp aynı meseleleri yorum diye bize yutturmuyorlar mı, deli ediyorlar insanı

Zaten dinlediğim, baktığım da yok. Hani Allah muhafaza bir deprem anında bütün televizyon kanalları depreme, fay hattına ilişkin çok sesli programlar yapıyor, bilen de bilmeyen de deprem uzmanı kesiliyordu ya, o da bayardı beni. Gına gelirdi o insanları dinlemekten, ekranda izlemekten.

Şimdi tüm Türkiye ve hatta dünya salgın ile uğraşıyor. Şerefsiz korona aileden biri oldu sanki, hayatımıza girdi, çıkma bilmiyor. Bizimle yatıp bizimle kalkıyor dürzü! Bir de yüzsüz ki anlatamam. Yatıya gelmiş kötü ve çirkin misafir gibi, evimizin dört bir yanını işgal etti.

Git diyorsun gitmiyor.

Şerefsiz!

“Peki salgını anladık da, çalgın kim?” diyeceksiniz. Tabi tahtası noksan, ruh hastası Tramp’tan söz ediyorum. Adam delinin önde gideni. Sonbahardaki seçimi kazanacağım diye yemediği herze yok! Aha yazın şuraya, isterseniz bellik koyun, tarih atın.

Kazanamayacak!

Haa, çalgın dedim de aklıma geldi, yeryüzünde bu tanıma uyan tek kişi Tramp mı? Örneğin, mesela, faraza, misalen Maraş’ta bu tanıma uyan akıldan perişanlar yok mu?

Pek denmez ama bu özellikleri taşıyan, ruh hastası, dengesiz, ağzından çıkanı kulağı duymayan, yok mu içimizde!

Şimdi kalkıp bana adres ver deseniz, isim say deseniz başta bu şehre yabancı, bu şehrin renginden, dokusundan, kültüründen bihaber çok adam tarif ederim size.

HEMŞEHRİLERİMİN, MESLEKTAŞHLARIMIN VE OKURLARIMIN BAYRAMINI KUTLUYORUM. SAĞLIK VE MUTLULUK DİLEKLERİMLE…