banner1524
 Şebeke deyince insanın aklına su, elektrik ve kanalizasyon şebekesi geliyor da, sizin aklınıza gelenin cinsi ne, onu merak ediyorum!

Şebeke kelimesi, acaba şebek’ten mi geliyor. Şebek, oynak, soytarı, insanları eğlendiren, başı kıçı oynayan, hareketleri dengesiz kimselere derler de, acaba şebeke kelimesi de buradan mı türedi diye merak ediyor insan.

Gerçi, bir insanın başına ne geliyorsa meraktan geliyormuş ya, neyse…

*

Bazen su şebekesi patlar,  caddeler, sokaklar Van Gölü’ne döner, trafik allak bullak olur, yetkililerini kılı kıpırdamaz, gönderirler bir acemi oğlanı, o da tamir edene kadar vakit akşam olur, millet de bol bol günaha girer. Vatandaş da, ya da mağdur insanlar artık sudan sorumlu şebekenin başındakilere fatiha mı okur, lanet mi okur, onu da halka sormak gerek.

Kanalizasyon patlar, etrafa kötü kokular saçılır, milletin burunlarının delikleri kırılır, caddeler ve sokaklar lağıma dönüşür, telefon açarsın da saatlere sonra gelir tamir ederler. Tabi şebekenin elamanları gelene kadar caddeyi, sokağı bok götürür, kokusu kilometrelerce öteden hissedilir.

Oysa kanalizasyonun başındakiler rahatlar, gönderdikleri tıfıl oğlanlar, ya da kaçak işine bakan sorumlu sorumsuzlar, ki şebeklikleri ayyuka çıkmıştır, rantlar dönmüştür, parayla, rüşvetle kaçaklar yasallaşmıştır, kimsenin ruhu duymaz, duysa bile kılı kıpırdamaz.

Ben onlara şebekelerdeki şebekler diyorum!

*

Bayramdan birkaç gün önce, tam gazete çıkartacağım gün. Zırzırı saatlerim, büroya geliyorum, şebekede sorun varmış, elektrikler yok. Hadi gel de sinir harbine girme, hadi gel de oynatma, hadi gel de günaha girme, hadi gel de isyanları oynama, hadi gel de zıvanadan çıkma, hadi gel de gelmiş geçmiş tüm küfürleri savurma! Yağmur yok, sel yok, fırtına yok, kar yok… Eh be şebeke, eh be!

Sokak sakinleri isyan ediyor. Hareketli bir yer burası. Neymiş, apartmana giden şebeke kablosu patlamış.

Aradık, saatler sonra geldiler. Aha şu saat, aha bu saat diye diye ikindiyi bulduk iyi mi?

Tabi dolaptaki yiyecekler, içecekler sen sağol. Zaten hava sıcak, giden gitti. Apartmandaki konu-komşu çılgına dönmüş vaziyette.

Elektrikler geldi ama o gün gazetemi gönderemedim baskıya.

Şebeke sağ olsun!

*

Şu sıralar Antep Fıstığının tazesi satılıyor şekerlemecilerde…

 Firikle iyi gidiyor. Satılan her dükkânda şu yazılı, ‘kafadan çatlak!’

Sonra insan oturup düşünüyor, Kahramanmaraş’ta kafadan çatlak var mı? Meğerse varmış ve her sene olurmuş. Kafadan çatlak dedikleri, yani ağzı tam açılmış, kırıp yemeye daha müsait olan fıstık.

Ben bu memlekette, yani kahraman şehrimizde, yani Sütçü İmam’ım torunlarının olduğu Kahramanmaraş’ta, dondurmanın başkentinde, bu kadar çok kafadan çatlak olduğunu bilmiyordum.

Öğrendim, mutlu oldum!

Sahi, sizde de ‘kafadan çatlak’ var mı? Firikle iyi gider de…

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol

banner1527