Türkiye’de başka örneği var mı bilmiyorum, bu şehirde, yani şahsım kadim memleketinde 7 veya 8 aile var. Kimilerine göre şehrin kanını emen insanlar bunlar.
Biraz ağır bir ifade halkımın kullandığı… Bana göre hakaret!
Kimse kimsenin kanını sömürmez, sömüremez. Ne onlar sülük, ne de sen, ben, ötekiler kanı emilecek kimseler, topluluk değil.
Eskiden bu şehirde toprak ağaları vardı, insanları köle gibi, ırgat gibi boğaz tokluğuna çalıştırır, tarlası üstüne tarla, parası üstüne para koyardı.
Ağalık dönemi bitti ülkemde. Ve şehrimde…
Ne o eski beyler, zadeler ve ağalar kaldı, ne de zenginlikleri…
*
Şimdi yeni nesil zenginler türedi. Fabrikaları, işletmeleri ile üretiyorlar, istihdam sağlıyorlar, ihracat yapıp, ülkeme ve şehre döviz kazandırıyorlar. Allah razı olsun onlardan!
Merhum Turgut Özal döneminde başlayan teşviklerle aldıkları kredileri verimli, olumlu kullandılar, hiçbiri batırmadı, gayrimeşru yollarda yemedi, tüketmedi. Kazandıklarını bu şehre harcadılar, bu şehrin insanlarına aş, ekmek ve umut oldular, oluyorlar.
Allah bir yerine bin versin!
*
Versin de, benim demem, benim derdim başka.
Yüzyılın depremi ile sarsılınca, şehrin eski halinden eser kalmadı. Ne çarşı kaldı gidilecek, ne alışveriş yapılacak mekânlar. Paran var, harcayacak yer, alacak dükkân bulamıyorsun.
Şehir bugün için dahi enkaz içinde. Yıkılmayan, yıkılmayı bekleyen çok sayıda ağır hasarlı bina varken, enkazlar her geçen gün tehlike arz etmeye devam ederken, aklıma şu geldi; gelenekçilerin yenilikçi olmadığı, olamadığı şahsım şehrinde, zincirlerin kırılması lazım artık. Nasıl mı kırılacak bu zincir, dilimizin döndüğü kadar izaha çalışalım.
*
Bu memleket bir tekstil kenti. Yatırımda çeşitliliği dört dörtlük yakalamış olmasa da, bazı sektörlerde öne çıkan bir sanayi kenti. Şehrin dört bir yanı yatırımlarla dolu.
Sanayiciler de zarar gördü depremden. Fabrikası yıkılan, işletmesi yanan dostlarımız varken, enkazların tam anlamıyla kaldırılmaması, temizlenmemesi kaygı veriyor. Kış geldi çattı. Yağmurlar ve arkasından gelecek kar, yerleşim alanlarında sıkıntı yaratacak, insanlar yağmur suları ve kar altında iniminim inleyecek.
Yaşam felç olacak amiyane tabirle.
*
Ne yapmalı?
Ağır abilerin fabrikaları, işletmeleri var. Araçları da. İster sağdan say, ister soldan, ister yukarıdan aşağıya say, ister aşağıdan yukarıya, 800’e yakın araç çıkar ortaya.
Firma ismi saymam doğru değil, o büyük fabrikalar, o büyük fabrikaların sahipleri çok değil, bir-iki günlüğüne valiliğin, büyükşehrin emrine verseler, bir günde bir gram enkaz, moloz kalırsa bir şey bilmiyorum.
*
Asıl mesele şu, kim isteyecek, kim verecek!