Toplu sözleşme pazarlığından yeni çıkmış sendika başkanı, salonda toplanan, kendisini heyecan ve sabırla bekleyen işçilere ateşli bir konuşma çekmiş.
“Arkadaşlar! Yönetimle yen bir sözleşme yaptık. Bundan böyle haftanın dört günü daha çalışmayacağız!”
Bu büyük bir müjde. Kalabalıktan sesler yükselmiş, “Yaşasınnn!!!”
Sendika başkanı devam etmiş: “Çalışma saatlerimiz de bundan böyle saat 5’te değil, 4’te bitecek, bilesiniz!”
Salon alkışa boğulmuş; “Yaşaaaaaa, varoooolllll”
“Çalışmaya da saat sabahın 9’unda değil, 11’inde başlanacak!”
Müjdeler peş peşe gelince, salon alkıştan yıkılmış adeta. “Helal olsun başkan sana, Allah seni başımızdan eksik etmesin, nurol…”
“Maaşlarınıza da yüzde 50 zam yapılacak!”
Herkese hem şaşkın, hem mutlu… “Vaaaavvvv, ne kadar güzel”
Son müjdeyi, son bombayı patlatmış başkan; “Haftada yalnız Çarşamba günleri çalışacağız!”
Bu sözlerin, bu vaadlerin, bu müjdelerin ardından salonda derin bir sessizlik olmuş. Derken arka sıralardan bir ses duyulmuş;
“Her Çarşamba mı?”