banner1524

Kimilerine göre evet, kimilerine göre de hayır cevabı aldığımız toplumsal ve demokrasinin olmazsa olmazı sivil toplum kuruluşlarından gösterilen sendikalar, doğrusunu söylemek gerekirse, eski dönemlerdeki kadar etkin ve faal değiller.

Bu Türkiye’nin genel manzarası.

 

Kahramanmaraş’ta ne var, ne yok, ona bakalım!

Daha önce kaç kez yazdım, ‘Sen’lerden başımızı alamaz olduk. Sağa baksan Sen, sola baksan Sen, öteye yönünü çevirsen Sen… Sen, Sen, Sen…

Çoğunun adı var, kendi yok. Çoğu tabela sendikası olmaktan kurtulamıyor. Belki üyesi sayısı bile yetersizdir, belki kapıya kilit vurması gerekiyor ama başkanlık ünvanı yok mu gözü kör olsun, vazgeçirmiyor, ucunu bırakmıyor insan.

 

Soma faciasından sonra suçlananlar arasında sendika da vardı. Hepimizin de bildiği gibi, sendikalar, üyelerin, işçilerini hak ve hukuklarını koruyana, özlük haklarının takipçisi olan, işçileri, meslektaşlarını biri çatı altında toplayıp, güçlü olmalarını sağlayan sivil toplum kuruluşları iken, dedim ya, bazıları tabeladan öteye gidemedi.

Ha, her sendika görevini yerine getirebilir mi?

Bu tartışılır, bana göre hayır!

Gerçek manada işçinin yanında olan, onun savunucusu olan, üyelerinin h ak ve çıkarlarını koruyan sendikaya can kurban iken, işverenin, patronun ortağı olanları da okuyor, duyuyoruz.

Sözde işçinin, üyenin yanında oluyor, ancak perde arkasında patronun uşaklığını yapıyor, primini,  avantasını alıp aradan çekiliyor, lakin üyelere de kahraman pozu veriyor.

Vara böyle liboşlar, üçkağıtçılar, sahtekarlar.

İşçisini satan sendikalar, başkanları maşallah gırla…

 

Tanıdıklarımdan…

Tes-İş Sendikası Başkanı sevgili Lütfi Ergin’i her zaman beğenmiş, takdir etmişimdir. Hareketleri ile duruşu ile işçisinin hak ve çıkarlarını koruyuşu ile, gönüllerde taht kurması boşuna değil. Ne kadar sendikacı ise, o kadar da beyefendi, o kadar da tevazu sahibi, o kadar da alçakgönüllü… Özetleyecek olursak, insan evladı…

 

Sağlık-Sen Başkanı Bünyamin Mutlu Demirci mesela… O kadar hareketli, o kadar acar, o kadar mücadeleci bir yapısı var. Üstelik en çok üye de onun bildiğim kadarıyla… Sağlık  camiasında…

HAKSEN… Biliyorsunuz, daha önceki başkanı, sevgili dostumuz Akın Ozan idi. Şimdi nöbeti, bayrağı Fahri Kurt devraldı. O da başarılı. Toparlayıcı. Aynı kulvarda, Cem Kapukaya ve Sağlık Haksen il temsilcisi Olcay Kapukaya, kemiklerini kemirtmeyenlerden. Mücadele ediyorlar, haklarını almasını biliyorlar.

 

Kuşkusuz diğer Sen’ler de var. Ancak onların basın ile ilişkileri senede bir olur. Bir önemli olay olur, eylem ya da, basını çağırırlar. Ondan sonra basın akıllarına bile düşmez. Biz de o gözle bakarak, ne kadar köfte, o kadar ekmek hesabından yola çıkarak, var olduğu söylenen, iddia edilen sendikaları es geçiyoruz.

Biz, bize bir adım gelene, koşuyoruz. Tüm arkadaşlarımız. Gazeteci, medya sadece haber için varsa onların nezdinde, biz de o kadar mesafe koyuyoruz araya…

Hatırlanmak, destek olmak, biri çay içimi ziyaret edip varlık nedenlerini izah edebilmek çok mu zor acaba!

 

İşçilerinin,  üyelerinin haklarını savunuyorum,  arıyorum sahtekârlığı ve riyakârlığı adı altında, işçisini arkadan vuran, patrona, işverene peşkeş çeken, üyelerini ucuza satan sendika başkanlarını da Allah’a havale ediyorum.

Dürüstlere, işini adam gibi yapanlara sözümüz yok, eyvallah!

 

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol

banner1527