Dışarı çıktığımızda siyasi partilerin propaganda amaçlı billboardları çarpıyor gözümüze. Kimisinde pespayelik diz boyu iken, kimisi Allah için göze hoş geliyor.
Şimdi, buraya kadarını okuyan değerli okurlarım, daha siftah demeden ilk aklına geleni söyleyecek, kendince yorum yapıp, “İlan ve reklam verenler göze hoş gelecek, vermeyenler pespayelik olacak, öyle mi?” deyip demediğini bırakmayacaklar. (Not: Emiroğlu’nun gazetemde reklamı, ilanı çıktı)
Mesele reklam-ilan değil ve alakası yok ve kesinlikle hayır! Aslında bunun Süfyan Emiroğlu ile de alakası yok, bir genelleme, lakin göze çarpan en ilginci o olduğu için, köşeye misafir ettik.
Tabi ki siyasilerin, bürokratların, sivil toplum kuruluşların doğup büyüdüğü topraklara, ülkesine, memleketine borçları vardır, bunu ödemek de farzdır.
Ancak bir siyasetçi, ilk kez bu yolu deniyorsa, ilk kez siyasete adım atıp, meclisi hayal ediyorsa, rüyalarını süslüyorsa, bunu da reklam yoluyla halkına servis etmeyi kafasına koyduysa, ‘borcumu ödemeye geldim’ diyorsa, bizim de ona verecek cevabımız ancak bu olur.
Borcunu ödeyip de gelseydin! Çünkü borç ödemekle biter.
Daha önce, sizden önce borcunu ödeyip gelen, bu nedenle kimseye bir kuruş borcu olmadan halkın karşısına çıkan insanlara hakaret etmiş olursunuz. Çünkü onlar borçlarını ödeyip öyle geldiler.
*
Şimdi soracaksın, kim bunlar? Yazının başlığında var ya, onlar işte.
Sizi çok fazla olmasa da tanıyan, kişiliğinize, kariyerinize saygı gösteren biri olarak, iki üniversite bitirmiş, yabancı dili olan, köşe yazarlığı yanında, Aksu Televizyonunda yaptığı programlarla insanları aydınlatan bilgilendiren bir Serdar Erdoğanyılmaz.
Kendisi de aynı zamanda bir esnaf olan, ‘Kıbrıs Meydanı esnaflığın mektebidir, mihenk taşıdır’ yaklaşımını savunan, ahi evran kültürü ile yetişmiş, sanayici ve işadamı, her haliyle rüştünü ve gücünü tescil ve kabul ettirmiş bir Mahmut Arıkan…
Siyasetin tozunu yutmuş, inancı ve davası uğruna senelerini vermiş, bu uğurda nice bedeller ödemiş, mütevazılığı kadar insanlığı ve vefayı her daim öne çıkartan, 30 Mart mahalli seçimlerinin muzaffer kahramanı bir Mehmet Sabancı…
Yılmamış, listeye girmese bile birinci sıra adayı gibi çalışmış, hastane, düğün, cenaze edememiş koşturmuş, halkın içinden gelmiş, halka mal olmuş, “Sadece Afşin’e, kuzeye değil, Maraş’ın tümüne talibim!” diyen bir Hamit Bülent Eken…
*
İsmini zikrettiğim bu arkadaşlarımız, borçlarını ödeyip öyle geldiler bu şehre.
Siz bu güne kadar neredeydiniz azizim?
Madem borcunuz vardı, niyetiniz de halisti, ödemek için keşke kredi çekseydiniz!