Güreş Federasyon Başkanlığı kısmet olan, bu şehrin evladı, Dereköy’den çıkıp Avrupa, dünya şampiyonlukları ve olimpiyat ikinciliği ile göğsümüzü kabartan, gururumuz haline gelen Şeref Eroğlu’nun hafta başında şehrimize gelişi, sanki bir bakanın gelişi kadar muhteşemdi.
Belki de ondan öteydi.
Keşke, geçtiğimiz hafta sonunda, bazı projeler, bazı ziyaretler için yine şehrimize gelen Spor Bakanı sayın Dr. Mehmet Kasapoğlu gelirken, sadece bu şehrin Şeref’i değil, Türk güreş camiasının Şeref’ini de beraberinde getirseydi.
Herhalde ağır abileri, siyasi akil insanlarının aklına düşmedi. Düşse mutlaka birlikte şehrimizi Şeref’lendirirlerdi. Yoksa kendilerine yük mü saydılar!
Herhalde o gün, havaalanı daha böyle muhteşem bir kalabalıkla bir gövde gösterisine sahne olmadı. Örneği yok diye biliyorum. Belki Federasyon Başkanı sevgili Eroğlu da böyle bir karşılama beklemiyordu.
Organizasyon mükemmeldi. Tam da şampiyona yakışır bir karşılama töreni hazırlanmıştı.
*
Havaalanından acıkışta MADO karşıladı konvoyu. Başkan Eroğlu, MADO Yönetim Kurulu Başkanı sayın Mehmet Sait Kanbur ile kucaklaştı, büyüğünün elini öptü, Kanbur da her türlü desteği vereceğinin altını çizerken, “Şeref ile her zaman gurur duyduk, duymaya da devam edeceğiz!” demişti.
Madalyalı şehrin madalyalı şampiyonu Başkan Eroğlu’nun gözlerindeki parıltı çok uzaklardan bile fark ediliyordu. Güreş camiası (özellikle kuzey ilçelerinden) yanında iken, merkezdeki güreş ve spor camiası herhalde çokomel almaya gitmişlerdi ki, belki de haberleri yoktu, karşılama törenlerinde yoktular.
Zaten yoktular!
*
Gün boyu, önce Büyükşehir Belediye Başkanı sayın Hayrettin Güngör, ki 16-19 Aralık tarihlerinde, şehrimizde yapılacak olan Türkiye Büyükler Güreş Şampiyonasına maddi manevi destek vermişti, takdir toplamıştı, sonra spor ve sporcu dostu valimiz sayın Ömer Faruk Coşkun ziyareti ve onu takip eden bir sürü görüşmeler, ziyaretler sohbetler, sonra annesi Zahide hanımın elini öpüp hayır duasını alması, belki onu yordu ama neticede güreşçi adamdı, gençti, heyecanlıydı ve gözleri parlıyordu mutluluktan.
Yorgunluk falan kalmamıştı aslında!
*
Ertesi günü, vefasını gösterdi, hayatını kaybeden milletvekilimiz merhum İmran Kılıç’ın evine gitti, başsağlığı dileklerini sundu ailesine.
Bu arada rastlayan, sadece telefon açıp Ankara’daki makamına gidemeyenler tebrik kuyruğuna girmişlerdi adeta.
Ama, ancak, lakin, fakat Ankara’da olduğu halde zahmet edip, tenezzül edip bırakın gitmeyi, telefon bile etmekten imtina edenleri görünce, üzülmüştü zannediyorum.
Bu da onların ayıbı.
İki güne sığan görüşmeler, ziyaretler, bilgi edinmelerin ardından soluğu Ankara’da aldı. Zaman yoktu, çünkü Aralık ayı ortasında başlayacak olan şampiyona için hazırlık yapmalıydı.
Düşünün, 1.500 sporcu-yönetici gelecekti. Bu şehirde bu şampiyona ilkti. Bu ilki başarmak da şampiyonlar şampiyonu, Başkan Eroğlu’na nasip olmuştu.
Rabbim işlerini rast getirsin!