Temayül, genellikle siyasi cenahta çok kullanılan ve Arapça’dan gelen bir kelime. Aday belirleme sürecinde, kimin kime destek verdiğini öğrenmek için  yapılan bir oylama aslında. Bu yöntem, son senelerde genel ve yerel seçimler kadar partilerin il başkanları seçimi için de kullanılan bir yöntem.

Bir kişinin veya grubun belirli bir yöne, eyleme veya düşünceye yönlendirilmesi veya eğilimini ifade eden temayül, bu günlerde yine revaçta.

*

Ak Parti siyaseti bugünlerde hareketli. Tüm Türkiye sathında, il başkanını belirlemek için, adaylar üzerinde yoklama yapılıyor. 20 Haziran’da, Partinin Trabzon milletvekili koordinatör olarak şehrimize geliyor, temayülü yönetiyor.

Toplam 8 aday yarıştı temayülde. Öyle diiiler… Kim önde çıktı, en çok kim oy aldı, bilmiyoruz. Zaten şimdiye kadar bütün temayüllerden doğan sonuçları bilemedik, öğrenemedik. Devlet sırrı gibi…

Genel merkeze gidiyor oylama, rapor, partinin üst aklı bir isim üzerinde mutabık kalıyor, ‘işte sizin il başkanınız!’ ataması ile yerelde yeni bir kadro oluşturuluyor.

*

230 delege var oy kullanacak, kaçı kullandı, bilmiyoruz. Ya da kimler ekimi kullandı, o da meçhul. Kimler oy kullanmış, bunun bir önemi yok. Herkes kendi adayına yontuyor. Peki, bu aşamada eller cebe gidiyor mu, çaylar kahveler kimin kesesinden çıkıyor?!

Ciddi bir rekabet yaşandı. Partinin geleceğinin belirleneceği temayül yoklamasına, çıkar neticelere Kadir İnanır bile inanmıyor iken, geçmişte bunun çok örneklerine şahit olan partililer, pek de ciddiye almıyor aslında.

Nasıl olsa atama yukarıdan yapılacak. Belki de partide, tabanda ve vatandaşta karşılığı olmayan biri dayatma ile ‘il başkanı’ olarak gönderilecek.

*

Bazı isimlerin girdiği söyleniyor, zaten bu meselede kimse bir açıklama yapma gereği duymadığı için, vatandaş da kulaktan duyma, dedikodudan öteye gitmeyen fısıltılarla bilgi sahibi olmuşken, herkes kendi kafasından bir temayül yoklama sonucu çıkartıyor.

Cüneyt Doğan tekrar seçilir diyenler de var.

Hakan Dereli daha güçlü bir isim olarak karşımıza çıkıyor, hayırlı olsun diyenler de var. Zaten 3 yıl önce de ismi lanse edilmiş, Fırat Görgel son anda partinin emir komuta zinciri oluvermiş, Dereli herkesin ‘başkanım’ dediği günde, hatta son iki günde hayal kırıklığı yaşamıştı.

Bu meselede CHP milletvekili sayın Ali Öztunç ile iddiaya girdiğimi ve kazandığımı da herkes biliyordur sanırım.

Eski milletvekili Cihat Sezal için ağır abi yakıştırması yapılarak, göz kırpanlar var. İddia o ki milletvekillerinin en çok üzerinde durdukları isimmiş. Hiç  zannetmem! Herkes kendine kurşun asker arıyor, lider değil.

Ahmet Saka’yı partinin hafızası, kara kutusu dile yorumlayıp, herkesin onay verebileceği siyasi figür olarak düşünenlerin sayısı az değil. Bazı milletvekilleri ısrarla onu istiyor.

Onikişubat ilçe başkanı Mücahit Kara biri marka mı, evet. Partiye emeği sinenlerden. Zor günlerinde bile. Başarabilir mi, hem de dört dörtlük. 

İsmi geçenlerden biri de Ahmet Gülpak. Kendisi kuyumcu esnafı. Partide bir özgül ağırlığı var.

Murat Şahin de var işin içinde. Bakalım, yeteneği de soyadı kadar şahin çıkacak mı? Hakkında hayırlısı tabi.

Partililere sorarsanız hiç şansı olmayanlardan biri de Ender Umut Pabuçcu. Ha, partililerin her dediği, her istediği oluyor mu, tabi ki hayır! Merkez bilir.

İsmi en çok geçenlerden; BARO Başkanı, Av. Muhammed Burak Gül temayül için CV vermedi. Ne alaka ise yine, kurucu il başkanı Av. Rıfat Bülbül’ün oğlu Av. Yusuf Bülbül de temayül için CV vermeyenlerden.

Sık dillendirilen 2 isim.

*

Dikkat edin, ki farkındasınız, temayüllerde oy kullananlar kadar, kendisi hakkında tercih yapılanlar dahi inanmıyor iken, vatandaş tümden inancını kaybetmiş durumda.

Hal böyle iken ne diye oyunla oynaşla uğraşıyorsunuz! Bizim, ülkenin hikaye ile uğraşacak zamanı yok, o kadar da zengin değiliz.

Kafanıza göre atayın birini, olsun bitsin! Çünkü sonuçtan kimsenin haberi olmayacak. Üyeleri, oy kullananları ve tercih için oy verilen isimleri de rencide etmenin, partilileri oyalamanın manası ne?

İnanmadığınız bir oylamaya niye alet oluyor, adayları siyasi kobay olarak kullanıyorsunuz.

Bu muydu?

*

31 Mart mahalli seçimlerinde parti kan kaybetti. Kaldı ki 14 Mayıs 2023 genel seçimlerinde milletvekili sayısı düşmüş, tehlike geliyorum sinyalleri verirken, son seçimde güç zehirlenmesi, yanlış aday ve yanlış siyasi güzergâh ve politika, partide irtifa kaybına sebebiyet vermiş, 11 ilçeden ancak 3’ünü alabilmişti.

Tabi bu kaybın, bu yıkımın bir faturası, bir hesap kesmesi olacaktı. Ama baktık, herkes pişkin, herkes başını kuma gömmüş, kimse kabahati üzerine almıyor iken, üstelik de kendilerini bulunmaz Bursa kumaşı yerine koymuyorlar mı, işte parti tabanını, seçmeni kahreden de buydu.

*

Koordinatör olarak gelen Zonguldak milletvekili şehri tanımıyor, adayları tanımıyordu. Büyükşehir belediye başkanını bile tanımıyor, konuşmasında Fırat diyeceği yerde, Rifat diye dudaklarından düşüyordu.

Geçmişte çok örneklerini okuduk, yazdık, şahit olduk. Temayülde ilk sırada olanlar listelerde bile olmadı. Aday belirlemedeki payı yüzde 5 bile değilken, sırf vatandaşın, seçmenin gazını almak için zaman kaybı, adayları oyalama taktiğinden öteye geçmeyen temayül yoklaması, vatandaşa inandırıcı gelmiyor.

Kadir inanır’a dahil.

*

Özetleyecek olursam şayet; sadakat, ehliyet-liyakat, feragat, cesaret,  samimiyet ve feraset aranıyorsa, ki şart, Hakan Dereli bugün Ankara’ya çağrılmış olacaktı.

Bir iddia, temayül şimdilik iptal. Herhalde siyasiler bir isim üzerinde mutabakata varamadılar, rasyonel karar alamadılar.

Zamanınız varsa, ‘bir hikâye dinledik, geldi geçti!’ dersiniz.

İşin yoksa bekle!

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol