Daha önce bu başlıkta yazıya balıklama dalmış, ancak yer yokluğundan meseleyi yarım bırakmıştım. Bugün kaldığımız yerden devam ediyoruz.
Mesele Bilişim Vadisi (silikon vadisi) senelerdir tartışılan, ha oldu, ha olacak denilen, ancak her ne sebeptense ortaya çıkmayan polis meslek yüksek okulu ile, şu meşhur havaalanı ve havaalanı kavşağındaki akaryakıt istasyonu meselesi.
Bir kere daha masaya yatırmakta fayda var.
Sorun çözülmeyince, bize de kaygısı, tasası düşüyor işte.
*
Bunların 3’ünü bir araya getirdiğinizde, bu memlekette sorunlar yumağının hâlâ çözülemediğini anlamanız lazım.
Ve siyasilerin olmayacak duaya amin demelerini…
Siyasetçi seçim zamanı konuşur, bol keseden sallar, nasıl olsa gümrük de istemiyorlar, vaad üstüne vaad sıralar, dinleyenler, izleyenler ve oy verenlerde essah sanır, “Tamam lan, baksana adam silikon vadisinden, bilişim vadisinden, polis meslek yüksek okulundan ve havaalanından bahsediyor, demek ki bunlar önemli şeylermiş!” düşüncesinden yola çıkarak götürür oyunu verir.
Veya vermez, o vatandaşın sorunu, tercihi…
Bizim kimsenin oyu ile işimizi yok!
Demokrasi var, isteyen canının istediği adaya, partiye oy kullanır. Bu tasarrufunu nasıl ve kime kullanır, kendi bileceği mesele…
*
Ancak siyasiler… Olmayacak duaya âmin dediklerinde, verdikleri sözleri tutmadıklarında, vaadleri sıralarken, muhataplarının neler düşünebileceğini hesap etmediklerinde, bunun bir de ilerleyen aylarda hesaplaşması olduğunu bilmediklerinde, çuvallarlar, zor durumda kalırlar.
*
Bugün mecliste olmayan bir vekilimiz, sonra tuttu, hiç kimsenin bilmediği, tamamen yabancı olduğu kavramı dile getirdi, bir silikon vadisinden (bilişim vadisi) söz etti, milletin kafası karıştı. Nasıl bir şeydi silikon vadisi, yenilir miydi, içilir miydi kimse bilemezken, vekil bu meselede halkı ikiye böldü, filmdeki Yeşil Vadi’de olduğu gibi, Seferoğulları ile Tellioğullarına, kampa böldü milleti.
Vadi neredeydi, kimin oldu, belli değil…
*
Sağ olsun, milletin aklına kabarcık üzümü düşürdü, polis meslek yüksek okulundan söz etti. Sevindik. Alt tarafı bağlar gazeli çıktı.
Havaalanı kavşağındaki akaryakıt istasyonu meselesinin hallolduğunu yedi düvele duyurdu, sağır sultanın bile haberi oldu, ancak bir adım ilerleme olmadığı. İsteyen, merak eden istasyon sahibi Sefa Sezal’a sorabilir. Yani müspet gelişme yok!
Karabıyıklı’ya yapılacağı söylenen havaalanı zaten balondu, zaten dağın fare doğuracağını herkes biliyordu, seçim öncesi vatandaşa verilen öpücük gibiydi, bunun için de olmayacak duaya âmin denildi, komşu da bu oyuna alet oldu.
Basın bile…
Hadi, açın ellerinizi, el fatiha!