Aslında bu yazıyı dün koyacaktım. Çünkü geçen haftadan duyurum o yöndeydi. Lakin bu şehirde, bu insanların olduğu memlekette her gün, her saat gündem o kadar hızlı değişiyor ki, yetişmek mümkün değil.
Anlık haberler, anlık köşe yazıları çıkıyor bize. O kaypak zeminde, o beraber ıslandığınız yolda daha kimlerle karşılaşacağız belli değilken, görüyorsunuz, siyaset yazılarımızın ana konusu oluyor çoğu zaman.
Şimdi, biz, siz, hepimiz, eğri oturup doğru konuşmayı öğrenmeliyiz. Çünkü hepimizin de sevdası bu kent. İstiyoruz ki daha yaşanılır bir şehir, daha temiz, daha sosyal, daha gelişmiş, daha kalkınmış bir şehirde yaşayalım.
Yaşayalım derken de, yaşamı zorlaştırmanın manası yok.
*
Bu arada, sevgili kardeşim Sırrıberk Arslan’ın Sabah/Güney ekindeki yazının aynısını buraya koymak istemiyorum. Zaten konu hususunda hemfikirim kendisi ile. Daha önce de bu meseleyi gündeme getirdiğimi hatırlıyorum. Getirmeye, hatırlamaya gerek yok, bu acı bir gerçek ki, kent merkezinde bir umumi tuvalet yok!
Başından geçen olayı biliyorsunuz, gazetede okudunuz.
Biliyorsunuz, bu şehre bırakın yabancıyı yerli turistleri dahi çekemiyoruz, getirtemiyoruz. Şehrimizi tanıtım anlamında dışarıda yapılan etkinlikler de pek yararlı olmadı sanıyorum. Önce Ankara AKM’de, sonra da İstanbul Feshane’deki tanıtım günlerine çok para gitti mutlaka. Her şeyin bir bedeli var, bunda mutabıkız da, önce aynayı kendimize çevirmemiz lazım. Şehrimize gelen bir yabancı tuvalet ihtiyacı için kapı kapı dolaşıyorsa, bir gazeteciden bürosunun anahtarını alıp ihtiyacını gideriyorsa, bırakın Ankara’yı, bırakın Feshane’de tanıtım günleri yapmayı, önce aynayı kendinize çevirin.
*
Bu kafa, bu zihniyet sürdüğü müddetçe, Nevşehir’den gelip Gaziantep’e geçecek olan yerli turistler sadece dondurmasını yer, keyfine bakar. Sen onların ihtiyacı olan bir umumi tuvaleti esirgersen, olacağı bu.
Meydan dediniz. Kıbrıs Meydanı ile eski belediye pasajı yerine park yaptınız. Allah razı olsun! Ama altına bir umumi tuvaleti düşünmediniz. Bir araba parkını aklınıza getirmediniz. Haydi parkın altı dere diyelim, alternatifler de mi aklınıza gelmedi?
İnsandan yana yaşamı kolalaştırmak varken, ki sizin temel göreviniz bu iken, özellikle tuvalet ihtiyacını gidermek isteyen bayanların neler çektiğini biliyor musunuz?
Camilere kim gider, hangi bayanı bir cami tuvaletinde gördünüz şimdiye kadar!
Sonra, her zaman da bir anlayışlı gazeteci çıkmaza karşısına, bilesiniz!
*
Biz bunları araştırırken, Yenişehir Otoparkı altında belediyeye ait bir umumi tuvalet bulunduğunu, ancak hizmet vermediğini öğrendik. Gidip resimledik, baktık ki kapalı. Oldu mu ya? Nerede sosyal belediyecilik?
Ancak geçtiğimiz günlerde belediye çalışanları gelip içini temizlemişler. Dileriz açarlar da, insanlar ihtiyaçlarını gidermek için onun bunun işyerine, dükkânına saldırmaz!
Herkes, her esnaf bu konuda duyarlı, anlayışlı olamayabilir.
Belediye kasasına üç beş kuruş girecek diye lokantacılık yapacağınıza, önce insanların temel ihtiyaçlarını gidermeye bakın!
Karnını nerede olsa doyurur!