banner1550

Maşallah ve işallah, memlekette odun sıkıntısı çekilmiyor bereket versin! (Siz isterseniz iki ayaklı odunları da listeye alabilirsiniz, bence sakıncası yok)

Tabi siyasetin kazanı kaynamaya başlayınca, altına odun atan atana! Biz zaten oldu bitti siyaseti kazana benzettik. Zira her daim hem çok sıcak olur, hem sürekli kaynar, ya da kaynatırlar ve de altına odun atmaya hevesli insan çok çıkar.

Bu odunlar ya meşe, ya kavak, ya da çam ağcından olurlar ki, kavağın gölgesi de, kömürü de olmaz biliyorsunuz.

Tabi kazanın altına odun (çünkü memlekette odun sıkıntısı yok Allah’a şükür, dört bir yanımız ormanlarla kaplı maşallah ve işallah) atmaya hevesli insanlar çoğalınca, suyun da ısı derecesi hayli yüksek oluyor. Bu arada suyu ısınan siyasetçiler de çıkmıyor değil. Hareketleri ve söylemleri ile mevcut koltuklarını bile riske sokuyorlar. Akıl olmazsa başta, ne işin var Maraş’ta…

Hem siyaset yapacaksın,  hem de siyasetin tepesindeki, üstelik de sana not verecek, seni istediğinde saniyede o koltuktan alaşağı edecek insanları karşına alıyorsun.

Yerler mi, yemezler!

*

İyi de, kazanın içindekiler rahat durmuyorlar ki bilader. Maşallah hepsi de fokur fokur. Sanki bir yerlerinde kurt var. Fokurdama sesi şehrin her tarafından duyuluyor maşallah ve işallah! Fokurdama yanında, alttan çıkan duman da acayip, üstelik de pis kokuyor. Uzak durursanız, kokuyu almanız mümkün değil de, dibine sokulursanız, ateşle dansa tevessül ederseniz, bir tarafınız yanar maazallah ve işallah! Yakın dursanız, ocağın kokusu, sisi üzerinize siner, ki bir daha çıkmaz!

İşte siyaset böyle birşey azizim!

*

Örneğin, komşumuz Gaziantep. Hani her zaman örnek gösteriyoruz ya, (ayıp oluyor ama kusura bakmayın döller) burada farklılık şu, kazanın etrafındaki kimse alttan odun çekmez, yani rakibinin tarafı daha az kaynasın diye gidip onun odunlarını çalmaz. Tam aksine, Gaziantep’te herkes birbirinin tarafını dengelemeye çalışır.

Bizdeki gibi alttan ayağını çekmezler.

O bakımdan ki, komşumuz kavgasız, gürültüsüz bir sanayi şehri. Her şeyi usületle, sükûnetle ve suhuletle hallederler. Birbirine rakip olan siyasilerin sıklıkla kol kola çekilmiş fotoğraflarını görmeniz mümkün. Küfretmezler, bağırıp çağırmazlar, seslerini yükseltmezler, belden aşağı vurmazlar, kirli çamaşırlardan söz etmezler. Çünkü söz konusu olan Gaziantep. Seçim biter, kol kola yürürler, aynı masada yemek yerler, partinin kapısının önünden geçmemek gibi alışkanlıkları olmadıkları için, bireysel değil, toplumsal çıkarı ön planda tutarlar. Buradan çıkan netice şu, onların abisi var, bizim şinanay yavrum şinanay!

Bizde tamamen tersi…

*

Her şehirde olduğu gibi burada da kazan kaynar ama yemek piştiğinde herkes aynı kazana kaşık sallar. Karınları doyunca da Hakan Şükür değil, ‘Yarabbi şükür!” derler.

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol