banner1524
Öne Çıkanlar BASKETBOL İL BİRİNCİLERİ BELLİ OLDU PETROL FİYATLARININ DÜŞÜŞÜ CARİ AÇIĞA OLUMLU YANSIDI PAZARCIKDA YAZ KURAN KURSLARI KAPANIŞ ŞÖLENİ ANIZLA BİRLİKTE GELECEĞİMİZİ DE YAKIYORUZ! EMİRİLYAS MAHALLESİNDE HARABE YAPI YIKIMI

Bu haber kez okundu.

PARALEL YAPI 36 YIL ÖNCE DE VARDI
Türkiye demokrasisinin 1980’den bu yana halkın temsili açısından yüzde 10 barajı gibi çok önemli bir sorunu bulunmakta olduğunu ileri süren İl Başkanı Esat Şengül, basın toplantısında,   “AKP 2002 seçimlerinde yüzde 34 ile parlamentonun yüzde 65’ine, 2007’de yüzde 46 ile yüzde 62'sine, 2011'de yüzde 49 ile yüzde 60'ına sahip olmuştur.

Bu rakamlar da göstermektedir ki baraj, AKP iktidarının temel dayanağı haline gelmiştir.

Genel Başkanımız, “yüzde 10 seçim barajını içimize sindiremiyoruz, doğru da bulmuyoruz, kalkması gerektiğine inanıyoruz. Bunun adı milli irade hırsızlığıdır” dedi.  Vatandaşın iradesini hiçe sayan 12 Eylül darbeci zihniyetinin başımıza musallat ettiği bu barajın ortadan kaldırılma zamanı gelmiş bulunmaktadır.

Çünkü vatandaşın oy verdiği partinin parlamentoya yansımasını engelleyen yüzde 10 barajı, temsilde adaleti zedelemektedir.  

AKP, 12 Eylül darbesine karşı çıkıyormuş gibi yapıp, 12 Eylül’ün getirdiği yüzde 10 barajına sıkı sıkıya sarılmaktadır. Bu baraj sayesinde başta Doğu ve Güneydoğu olmak üzere pek çok ilde hak etmediği halde milletvekili çıkarmakta; böylece halkın iradesine ipotek koymaktadır.  Temsilde adalet için yüzde 1 oyu alan partiler bile parlamentoya girebilmelidir.  Anayasa Mahkemesi’nin bireysel başvuruyu gündemine alması beklenmektedir.

Anayasa Mahkemesi’nin yüzde 10 barajının hak ihlali olduğuna karar vermesi ihtimali AKP’yi ve Erdoğan’ı rahatsız etmiştir. Anayasa Mahkemesi’ni suçluyor ama esasen Cumhurbaşkanı tarafsızlığını yitirmekte, Cumhurbaşkanı makamını vesayet kurumu haline dönüştürmektedir” dedi.

SOMALI İŞÇİLERİN İŞİNE SON VERİLDİ

1 Aralık itibariyle Soma’da 2 bin 831 maden işçisinin işine son verildi. 301 işçinin katliama kurban gittiği Soma’da, sağ kalan işçilerin işine son verilmesi, vahşi kapitalizmin kendini göstermesidir. İşçilere “Ya güvenliksiz madenlere gir, orada öl ya da işsiz kal açlıktan öl!” denilmektedir.

Vahşi kapitalizmin temsilcisi konumundaki AKP, “fıtrat” adı altında emekçilere sadece açlık, sefalet ve ölüm önermektedir. 2014 yılı içinde ortalama hergün 5 işçi ve emekçi kardeşimizi iş cinayetine kurban verdik.

Aktif işsizlik oranı neredeyse yüzde 20’ler civarına dayanmış durumdadır. İş bulma umudunu yitiren insanlarımız, artık iş aramaktan vazgeçtikleri için işsizlik istatistiklerine alınmamaktadırlar. Oysa Türkiye’nin yoksulluk, yolsuzluk gibi temel sorunları kadar önemli bir diğer sorunu da işsizliktir ve işsizliktir.

Genel Başkanımızın dediği gibi emekçilerimiz, ya taşeron zulmü altında iş ve sağlık  güvencesinden yoksun, uzun süre ve yüksek riskli koşullarda çalışmaya ya da işsiz kalarak açlıktan ölüme mahkûm edilmektedir.

CHP,  madencilik konusunda 10 maddelik bir çözüm paketi hazırladı. 

CHP iktidarında çalışma koşulları iyileştirilecek; taşeronluk kaldırılacak; havza madenciliğine geçilecek, madenlerin denetimi bağımsız elemanlar tarafından yapılacak, yüksek risk barındıran bütün işyerleri, gerekli tedbirler alındıktan sonra üretime devam edecektir. CHP iktidarında sendikalaşma teşvik edilecek; işçinin sendikalaşmasına engel çıkarılamayacak; üye olduğu sendikadan istifaya zorlanmayacaktır.

3 ARALIK DÜNYA ENGELLİLER GÜNÜ

Cumhurbaşkanı, Eğitim Şurası’nda konuşurken, gençlerin Itri’yi, Dede Efendi’yi bilmediğini söylemiştir. Cumhurbaşkanı bunu ilk defa yapmıyor; her vesilede nasıl yaşayacağımıza, hangi müziği dinleyeceğimize müdahale ediyor. Devletin ve Hükümetin görevi, yaşam tarzına müdahale etmek değil, yurttaşları özgürleştirmektir. Devlet, engelleri kaldırıp eşit yurttaşlık hakkının kullanılmasını sağlamalıdır.

3 Aralık, Dünya Engelliler Günüdür. Bugün engelliler, çok kötü koşullar içinde hayatlarını sürdürmektedirler. Türkiye nüfusunun yüzde 12’si engelli konumdadır.

Genel Başkanımızın da belirttiği gibi hepimiz her an engelli konumuna gelebiliriz. O nedenle engellilerin içinde bulunduğu koşulları çok iyi bilmemiz ve değerlendirmemiz gerekmektedir. Kent sadece engelsizler için değil, hepimiz içindir. Onların sorunlarını çözmek hepimizin görevidir. Engellilerin sorunlarını çözmek, partiler üstü bir alan olmak zorundadır. Devlet; merkezi hükümet ve belediyeler, engelli yurttaşların diğer yurttaşlar gibi kamu hizmetini alabilmeleri için engelleri kaldırmakla yükümlüdür.

5 ARALIK: KADINA SEÇME VE SEÇİLME HAKKININ VERİLMESİ

Bilindiği gibi 5 Aralık 1934’de Türk Kadınına seçme ve seçilme hakkı verilmiştir. 3 Nisan 1930’da da kadınların belediye seçimlerine katılması için gerekli yasal değişiklik yapılmıştır.

Kadınların toplumsal ve siyasal yaşamda daha fazla yer edinmesini sağlayan bu adım, günümüzde de, CHP tarafından kadınlara ve gençlere yönelik pozitif ayrımcılık ilkesi ile devam ettirilmektedir.

Kadının katılmadığı hiçbir toplumsal ve siyasal hareketin başarılı olamayacağı açıktır. Bu nedenle genel başkanımızın da dikkat çektiği gibi, kadınlar, çocuklarına ve evlerine sahip çıktıkları gibi Türkiye’ye ve demokrasimize de sahip çıkacaklardır.

Genel Başkanımız, “Eğer bu topluma huzur gelecekse bu topluma barışa gelecekse bu topluma kardeşlik gelecekse emin olun kadınlarla gelecek” demiştir.

Kadın ve erkeğin eşitliğine karşı çıkan zihniyetin meseleyi “fıtrat” ile ilişkilendirerek ayrımcılık yapmıştır. Eşitlik meselesini biyolojik farklılıklar ile açıklamaya çalışan bu zihniyete karşı hayatın her alanında kadın erkek hak eşitliğini savunmak, sosyal demokrat ilkelere inanan CHP için tarihi bir görevdir.

PARALEL YAPI O ZAMAN DA VARDI!

İl Başkanı Esat Şengül, basın açıklaması sonrası, gazetecilerin sorularını cevaplandırdı, Maraş Olaylarının yıldönümü sebebiyle, o gün CHP’nin tutumumun ne olacağına ilişkin soruya ise; “Biz bu meseleyi Vali beye hassasiyetle anlattık. Ama şunu söylemek isterim, bunlar artık geçmişte kaldı. İzin verilip verilmeyeceğini bilemiyorum, ancak valimizin Maraş Olaylarının yıldönümünde mitinge izin vermeyeceğini biz de duyduk. Olsa bile bir olumsuzluk olacağını, sıkıntı vereceğini sanmıyorum. Tabi o dönemler de paralel yapı vardı, hükümeti düşürmek, iktidarı zayıflatmaktı niyet. Provokatörler işbaşındaydı. Milleti Narlı’ya göndermenin, yönlendirmenin de bir manası olduğunu düşünmüyorum. Huzursuzluğu körüklemiş olurlar. Lakin üzülüyoruz, biz CHP olarak Kahramanmaraş’ın bu tür vahim olaylarla anılmasına tabi ki üzülüyoruz. Buna gönlümüz razı değil. Bunlar dış mihrakların işiydi. Zaten Türkiye hiçbir dönemde bağımsız da olmadı. Dış güçler Türkiye’yi, içerdeki işbirlikçilerinin de gayreti ile, Türkiye’yi kobay olarak kullandılar, kullanmaya devam ediyorlar, nihayetinde seneler önce etnik kimlik çatışması yarattılar” diye konuştu.

ONSEÇİM YÜZDE 85 ORANINDA VAR, ANCAK…

Kimlik Gazetesi ve maraskimlik.com sitesi sahibi Mehmet Fiskeci’nin genel seçimler yaklaşıyor, duyduğumuz kadarı ile CHP bu genel seçimlerde adaylarını ön seçimle belirleyecek, doğru mu şeklindeki sorusuna şu cevabı verdi: “Haklısınız, kaldı ki seçimlerde adayların önseçimle belirtileceğine dair CHP tüzüğünde madde var. Bu oran yüzde 85. Seçimlerde adayların belirlenmesi, özellikle bir sol parti için önem arzediyor. Kahramanmaraş’ta mutlaka ön seçim yapılacak. Ancak bunun da belirli kıstasları var. Hakkaniyetli bir önseçim, partimiz açısından da yararlı olacaktır.” 


Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol