banner1507

Bldiğiniz hikaye de olsun, bir de benden dinleyin; Adamın arabasını çalınmış. İki gün sonra bakar, araba kapısının önünde. Ve içinde bir not vardır; “Özür dilerim, arabanızı aldım ama mazeretim vardı, karım doğum yapacaktı. Acilen arabaya ihtiyacım vardı. Fakat kendimi size affettirmem için yarın tiyatroya eşiniz ve sizin için 2 bilet aldım.

Hatamı telafi etmek için ben de orada olacağım. Lütfen kabul edin!”

Adam duygulanır, ‘Şu dünyada ne iyi insanlar var!”  diye geçirir içinden ve ertesi günü tiyatroya gider eşiyle.

Fakat adam yoktur salonda.

Karı koca evlerine dönerken, “Biz de ne düşünmüştük, günahını aldık adamın boş yere!” diye konuşurlar kendi aralarında.

Evlerine gelirler, fakat ne görsünler, evin içi bomboş. Meğer adam kendileri salonda iken evi soyup soğana çevirmiş.

Duvarda bir not asılı, “Abi, tiyatro nasıldı?”

*

Lafı nereye getireceğimi anladıysanız mesele yok. Yine siyaset, yine seçimler ve kaybedilen ilçeler. Yine suçlu, yine günah keçisi arama durumları, yine birilerine fatura kesme veya hesap tutma…

Bakın, tiyatro bileti verdiğiniz adamlar evi soyuyor, siz uyuyorsunuz.

AK Parti…

Ve siz siyasiler, siz il ve ilçe teşkilatları, siz belediye meclis üyeleri…

Elinizle, hiç şansları olmayan ilçelerde bile bakanlık koltuklarını rakiplerinize, karşı takıma, öteki mahalleye ikram ettiniz.

Önerdiğiniz, tavsiye ettiğiniz, ‘Seçimi kazanacak, aday gösterilmesi gerekiyor!’ dediğiniz kimselerin, yani adayların arkasında durmadınız!

*

Rüyalarında bile göremeyecekleri, hayal dahi edemeyecekleri seçimleri kaptırdınız, sonra da pişkin pişkin başarı hikâyesi yazmaktan söz ettiniz.

Eminim ve muhtemelen birkaç ay sonra yapılacak büyük kongre öncesi il ve ilçe teşkilatlarına aday da olacaksınız yeniden.

Hangi yüzle, hangi cesaretle, hangi başarı hikâyesi ile.

Günah çıkartmayı düşünüyor musunuz?

Kendinizle yüzleşip, bu yenilginin sorumlusu benim, kesilen faturayı kabul ediyorum deyip istifa etmeyi aklınıza getirmediniz mi?

Bari büyükşehir belediye başkanı Fırat Görgel’i rahat bırakın da işine gücüne baksın o yiğit adam.

*

Geçmişte hem başkanlık yaparım, hem il’i yönetirim, hem ilçelerden elimi çekmem, siyasetse siyaset, yerel yöneticilikse benden iyisi Şam’da kayısı  diyenlerin akıbetini gördünüz işte, bari bundan ders alın!

Yoksa akıldanelerinizin, “Durun, acele etmeyin. Siyaseti ben dizayn eder, makine ayarlarına ben dönderirim!” yalanına, palavrasına inanıp, güvenip bir kere daha, bir kere daha mı demeye niyetlisiniz!

Beyler, burası tiyatro salonu değil. Arabanızı alan araba ile yetinmedi, altınızdaki koltuğu, çulu ve de en önemlisi gücünüzü de çekip aldı, haberiniz olsun!

*

Akıllı, uyanık olmazsanız, bırakın evinizi soymayı, düne kadar sizin olan ilçeleri bile gözünüzün içine baka baka alırlar da haberiniz bile olmaz. Bazen hırsıza davetiye çıkartanların da siz olduğunu aklınızın bir kenarına yazın!

Gün gelir, lazım olur!

Ve siz ağır abiler, hiç mi yüzünüz gülmez, hiç mi gülümsemek aklınızda gelmez, hiç mi espri aklınıza düşmez, hiç mi vatandaşın sırtını sıvamayı düşünmez aklınız.

Kibriniz yüzünden birçok ilçeleri kaybettiniz, geleceğe dair umutlarınızı da enkazla birlikte uzaklara gömdünüz.

Siyaset tiyatrosunda bırakın birinci sınıf oyuncuyu, rol çalsanız bile figürandan öteye gidemediniz!

Hesabı kim tuttuysa, hesabı da o ödesin! Beni bulaştırmayın bu işe!      

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol