Kahramanmaraş Belediyesi Veteriner İşleri Müdürlüğü ekipleri, bir toplumsal meseleyi hayata geçirerek, Geçici Hayvan Rehabilitasyon Merkezi’nde tedavi, aşı ve bakımları yapılan sokak hayvanları doğal ortamlarına bırakmışlar.
Kedi, köpek gibi hayvanları evde beslemek gibi alışkanlığım yok.
Ama besleyenlere saygı duyarım.
Ben 4 ayaklı köpeklerden usanmışım, bıkmışım, nefret etmişim, bir de bu yaştan sonra iki ayaklıları ile uğraşamam ama, belediyenin bu girişimini takdir ediyorum, alkışlıyorum!
İsterseniz belediyeden bize gelen haberi bir aktaralım, yoruma sonra devam ederiz.
*
Kahramanmaraş Belediyesi tarafından Kapıçam civarında yapımı tamamlanan Geçici Hayvan Rehabilitasyon Merkezi 300 hayvan kapasiteli olarak hizmet veriyor.
Geçici Hayvan Rehabilitasyon Merkezinde rehabilitasyon işlemleri yapılan sokak hayvanları için, muayene, tedavi, aşılama hizmeti veriliyor.
Yaklaşık 20 bin metrekare alana kurulu Geçici Sokak Hayvanları Rehabilitasyon Merkezi; 2 Veteriner Hekim, 1 Veteriner Sağlık Teknikeri, 3 Hayvan bakıcısı ve 2 özel güvenlik elemanıyla Kahramanmaraş’ta yaşayan sahipsiz sokak hayvanlarına hizmet veriyor.
İçerisinde idari bina, yemek hazırlama binası, karantina köpek evi, köpek geçici bakım evi, köpek gezinti alanları, köpek kulübe alanları, karantina kedi evi, ilk gelen kedi evi, kedi evi, anneli yavrulu kedi evi, müşahede kedi evi, araç dezenfeksiyon havuzu, sızdırmaz fosseptik ve otopark alanları bulunan merkez dâhilinde bir hayvan toplama aracı ile bir yemek toplama aracıda hizmet veriyor.
Geçici Sokak Hayvanları Rehabilitasyon Merkezi Türkiye’de üçüncü sırada yer alıyor.
*
Evet haber bu. İşin toplumsal, insani ve hayvani boyutu bir yana, bu merkezin Türkiye’de üçüncü sırada yer alması da bizim için önem arz ediyor.
Bu, belediyemizin toplumsal hayata ve insan kadar hayvana haklarına ve hayvanlara gösterdiği ehemmiyeti ide gözler önüne seriyor.
Bu bakımdan, belediyemizin bu hareketine alkışlar gönderiyorum.
*
Lakin…
Evet, işin bir de lakini var.
Hani günümüzde sık sık tekrarlanan bir söz var, “İnsanları tanıdıkça hayvanları daha çok sevmeye başladım…” diyen…
Şahsen, yola tüküren, içtiği sigaranın izmaritini arabası ile seyir halinde iken yollara boca eden, kaldırımda yürürken ona buna laf atan ve edep yerini işaret edercesine elini pantolonunun içinden çıkartmayan, çiğnediği sakızın bile kağıdını çöp kutusu yerine kaldırıma fırlatan öküzlerin, pardon hayvanların da koruma altına alınmasını arz ve talep ediyorum.
Bir de, durduk yerde, sırf çeşit veya muhalefet olsun (belki de kıskançlıklarından olsa gerek) diye ona buna hakaret edenleri…