bu fıkrayı, aynı başlıkta çok yakından tanıdığım, üstelik de sonradan hısım çıktığım değerli bir dostumdan aldım.
O zaten bu konuda bize ilginç bulduğu fıkraları demet halinde gönderiyor.
Bugün de o fıkralardan birini sizinle paylaşayım istedim.
*
Temel ile Cemal oturmuş muhabbet ederlerken bir ara Temel dönmüş ve
”Biliyor musun Cemal, ne düşünüyorum” diye sormuş.
”Ne düşünüyorsun? ”
“Sen bir gün gelecek ve öleceksin, gömecekler seni ve toprak olacaksın, rüzgâr seni oradan oraya savuracak ve üzerine yağmur yağacak, sen de filiz olarak topraktan yeşerecek ve büyüyeceksin, bir inek gelecek ve seni yiyecek, sindirim sistemine karışacaksın ve daha sonra seni bok olarak dışarı atacak ve o zaman ben gelicem, senin karşına geçicem ve ne diyecem biliyor musun? ”
“Ne diyecen? ”
“Ulan Cemal, neydin ne oldun diyecem”
Bu kez Cemal başlamış
“Biliyor musun Temel, ben ne düşünüyorum? ”
“Hayır, bilmiyorum, ne düşünüyorsun? ”
“Sen de bir gün gelecek ve öleceksin, seni gömecekler ve toprak olacaksın, rüzgâr seni savuracak ve üzerine yağmur yağacak, bir filiz olarak topraktan yeşerecek ve büyüyeceksin, bir inek gelip seni yiyecek ve sindirim sistemine karıştıracak ve daha sonra seni bok olarak dışarı atacak ve o zaman ben gelicem, karşına geçicem ve ne diyecem biliyor musun? ”
“Ne diyicen? ”
“Ulan Temel hiç değişmemişsin, boktun yine aynı boksun. ”
*
İnsan hayatta ne oldum demeyecek. Ne olacağım!
Ünvanlar, servetler, koltuklar gün olur gelir geçer, bir gün sabun gibi elinizin altından kayar gider. Hiçbir şey, hiç kimseye baki değil.
Kimse öbür tarafa giderken cebinde bir şey götürmüyor.
Bu bakımdan, birbirimizi kırmaya, üzmeye değmiyor şu iki günlük dünya!
Allah eşin-dostun da hayırlısını versin!