Artık hayatımızın bir parçası, günlük yaşamın olmazsa olmazı haline geldi sosyal medya. İnsanlar birbirine gitmeyi, ziyaret etmeyi, hal hatır sormayı unuttu, varsa yoksa sosyal medya üzerinden iletişim kurmak olunca, dostluklar, akrabalık ilişkileri de dumura uğradı.
Teknolojiye ayak uydurmak kuşkusuz yararlı.
Lakin bazı gerçekleri göz ardı edenler, kötü emellerine teknolojiyi alet etmeye çalışanlar yok değil iken, günümüzün hastalığı, vebası gibi gösterilen sosyal medya, iddia edildiği üzere takma adlı şebekeleri de devreye sokuyor.
Oturup bir yazı yazıyorsunuz ve bunu da kamuoyu ile paylaşıyorsunuz, ilgili ‘takma adlı suç şebekesi’ harekete geçiyor anında. Arka arkaya yüzlerce mesaj atarak, bunları twitter ortamında paylaşarak, sizin söylediğiniz ya da yazdığınız şeyleri itibarsızlaştırmaya çalışıyorlar.
Gerçek isim yok. Sahte, takma, çakma… Gerçek isim kullanılmadığından, takma isimle tek bir kişi bile sınırsız sayıda kişi gibi hareket edebiliyor ve işlenen suç bireysel olmaktan çıkıyor, aynı zamanda yeni ve toplumsal suçları teşvik eden bir niteliğe bürünebiliyor.
İmha gücü yüksek bomba haline geliyor kısa sürede.
*
Takma, çakma ve sahte isim kullanma, direkt potansiyel bir suçun zeminini oluşturuyor aslında. Kullanan kişi de aktif olarak kendi adıyla değil, takma isimle mesaj attığında, her türlü manipülasyondan ismini muaf tutabilmeyi planlıyor, bunu da başarabiliyor ne yazık ki…
Üstelik de sanal ortamda arkasına gizlendikleri takma ve çakma isimlerle, her şeyi söyleyip, teşvik edebiliyorlar, gündem dahi oluşturabiliyorlar.
O kadar ki, cesaretlendirebiliyor ve kamuoyunu yönlendirebiliyorlar. O kadar yani…
Şu da gerçek ki, devlet kanadından bile Gezi Olayları sebebiyle atılan twitter’den atılan mesajlar bile dikkate alınır olunca, hatta bunlarla ilgili soruşturmalar başlayınca, sosyal medyanın önemi daha da fark edilir hale geldi.
*
İşin bir de ‘ancak…’ tarafı var.
İnsanların, kendi gerçek twitter hesabından attığı mesajların ve maillerin suç olsa bile fazla bir sakıncasını görmedi insanlar. O kişiler, gelişen olaylarla ilgili kişisel duygularını, yorumlarını paylaşıyorlar toplumla.
İfadelerinde suç unsuru taşıyan şeyler varsa bile, belli ki o andaki duygusal taşkınlıkla bunlar yazılmış oluyor. Tabi küfretmeden, hak ve yasalara saygılı bir biçimde atılan yorumlara, mesajlara kimsenin bir şey dediği yok da, yıkıcı, bölücü ve tahrip gücü yüksek olduğunda, bu devlete karşı gelmektir ki, tamamen suç.
İnsanlar bunu yaparken, eleştirirken dahi, devlet ve millet kavramını unutmamalı, milli v manevi değerleri tahriş etmeden, yaralamadan mesaj atacağım, duygularımı kamuoyu ile paylaşacağım diye, yıkıcı faaliyetlere çanak tutmamalı, bunlara dikkat etmelidir.
Zira günümüzde sosyal medya, ateşten gömlek, patlamaya hazır bomba!
Dikkat etmek gerekir, bombalar insanların elinde patlamasın!
NOT: Bu mesele burada kapanmadı. Arkası gelecek….