Kadroya geçme şartlarını karşılayan taşeron işçiler için başvuru süreci başladı. Buna göre, açıklanan idarelerde 4 Aralık 2017’den itibaren çalışanlar kadro başvurusunda bulundular.
Bana sorarsanız bu kadro meselesi tam biri muamma… Sizi temin ederim, kurumlarda görev yapan sorumlu personel ya da insan kaynakları müdürleri bile bu meselede yeterli bilgiye sahip değiller.
Onlar da kuşkusuz bilemediklerinden, zayıf kaldıklarından ya başka yerleri arayacaklar, ya da kararnameyi okuyup ona göre hareket edecekler.
Ama bugün KİT’lerde (Kamu İktisadi Teşebbüsleri) çalışan yaklaşık 4 bin kişi var.
*
Önce şöyle bir bilgi yaydılar ortalığa…
Dediler ki…
"Çalışanların; herhangi bir sosyal güvenlik kurumundan emeklilik, yaşlılık veya malullük aylığı almaya hak kazanmamış olması, çalıştırılmalarına ilişkin olarak idarelere karşı açtıkları davalardan ve/veya icra takiplerinden feragat edeceğine dair idareye yazılı beyanda bulunması, idarelerden herhangi bir hak ve alacak talebinde bulunmayacağını ve bu haklarından feragat ettiğine dair yazılı bir sulh sözleşmesi yapmayı kabul ettiğini idareye yazılı olarak beyan etmesi gerekecek."
*
Sonra birileri çıkıp 450 binden söz etti. Oysa ülkede taşeron işçi sayısı 1 milyonu geçmiş vaziyette. Diğerlerinin akıbeti meçhul. Kimse ne olduğunu, ne olacağını bilmiyor. Şimdi herkes rapor derdinde, fotoğrafçılara gün doğdu, herkes kadro için çırpınıyor bu sıralar. Bir kaygı, bir endişe, bir korku, bir panik havası var çalışanlar arasında…
Anne baba çocuklarını, damatlarını, gelinlerini, kızlarını ve oğullarını sürekli uyarıyor bu meselede, “Aman oğlum, kızım, dikkatli olun. Evraklarınızı eksik etmeyin. Fırsat bu fırsat, bir daha ele geçmez, bir an önce tamamlayın işlemlerinizi…”
Bir telaştır gidiyor. Ama kim nereye gidiyor, ne olacak, kimse ne geleceğinden, ne kadrodan emin.
*
Bir de sınavdan söz ediliyor.
Mülakat yani… Herhalde kaşına gözüne bakmayacaklar. Türbanlı ise, yandaş gazeteleri okuyor, yandaş televizyonları izliyorsa, bulunduğu şehrin milletvekilini, belediye başkanını tanıyorsa, isimlerini biliyorsa, islam’ın beş şartından beşini tam olarak söyleyebiliyor, umre veya hac gibi kutlu görevlerden birini yaptı ise, ne yazılı sınavı, ne başkası.
Partide tanıdığın varsa, hele o da üst düzey biri ise, yakınlarından birisi belediye meclis üyesi ya da başkanlardan birinin yakını, akrabası, hısımı, dostu ise, işlem tamam. Zaten yukarıdaki genel kültüre dayalı soruları da bildiysen, mesele kalmıyor.
Mülakatta bunlardan çoğunu bildiysen, hadi kadro hayırlı olsun!
Liyakatmiş, ehliyetmiş, diploma imiş, kariyer imiş, get işine be birader!
Tutma bizi, görüyorsun mülakat yapıyoruz burada!!!