Taşeronlar ve vasıf meselesi…

01 Mayıs 2019, 12:31

318 kez okundu.

Her ne kadar geçmişte kalsa da, kurumlarda, özellikle belediyelerde çalışan taşeron işçi sayısı az değil.

Daha önceleri kurumlara işçi alımlarında keyfilik vardı. İşe ihtiyacı olan, (özellikle siyasi nedenlerle işe adam değil, adama iş ayarlanırdı) adamını bulduğunda, işe giriyor, vasfına, liyakatine ve ehliyetine bakılmaksızın, sırf senin-benim adamım olduğu için işe girebiliyordu.

Taşeron işçiler için şirketler vardı. Çalışan taşeron işçilerin maaşları şirkete yatar, şirket de ne zaman canı isterse, taşeron işçilerin maaşlarını o zaman öderdi. Bu da zaman zaman gecikmelere, tartışmalara sebebiyet verdiği için, sıkıntı doğururdu.

Şimdi İŞKUR var devrede. Tüm alımlar bu kurum üzerinden yapılıyor.

Yine adamını bulan, araya torpil koyan istediği yere girebiliyor mu bilmiyorum da, kura usulü ile alımlar biraza daha adil oldu diye düşünüyorum.

Sevgili Ali Yüce müdürümüz bu meselede hassas davranıyor.

Ama işi kolay değil garibimin.

Bir de vasıf meselesi var.

Başarısına, liyakatine, işin önemine göre, bazı yerlerde çalışan işçilere vasıf veriliyor. Yüzde 20, 30, 40, 50, 60, 70, 80 veya daha yukarısı…

Yüzde yüz vasıf alan işçi var mı bilmiyorum. Varsa, mutlaka babadan, dededen, partiden torpillidir. Ya da özel yeteneğinden, başarısından… Tabii maaş dışında alınan vasıf farkı, maaşa ciddi katkı sağlıyor. Neredeyse maaşın yarısı veya tamamına yakını…

Aynı kurumda olup da babasından oğula verilen yüzde 70 vasıflar var.

Ama ne o baba vasıflı, ne oğlu…

Ama torpil işliyor koç gibi.

Ha, bu vasıf meselesi adil mi işliyor derseniz, hayır!!! Adaletsizlik, haksızlık, hukuksuzluk her kuruma kene gibi yapışmış iken, vasıf da suiistimal edildi senelerdir.

Bir kere, çalışana vasıf veren amir-daire başkanı vasıfsız.

Hakkın geçtiği, kul hakkının yendiği bu vasıf meselesine Büyükşehir Belediye Başkanı sayın Hayrettin Güngör ve özellikle KASKİ’ye yeni atanan Genel Müdür sayın Doç. Dr. Özgür Özdemir parmak basacaktır eminim.

Ve bekliyorum da…

NOT: KASKİ’de çalışan bazıları benimle ‘görüşecek’miş. Bekliyorum, ne zaman ve nerede diyorlarsa…