Taşlanacak şeytan mı kaldı birader!

15 Ocak 2014, 10:03

1027 kez okundu.

Biliyorum, siyaset okumaktan bıktınız. Vallahi ne yalan söyleyeyim, ben de sizin gibiyim. Ben de bıktım, usandım ama elimden gelen bir şey yok.

Vatandaş istiyor, yazmazsam güceniyor, ‘Ne o, pilin mi tükendi, malzeme mi bitti?’ diyor. Bu söz de bizi tahrik ediyor, kışkırtıyor, mecburen sık sık siyaset yazmak zorunda kalıyoruz.

Şu soğuk, kapalı kış havasında, siyaset belki içinizi ısıtır dediğimiz, düşündüğümüz için yazdığımızı da bilin yani.

Neyse…

Aşağıda yazacağım fıkranın belki siyasetle alakası yok. Ama siz illa ki siyasi anlam yüklemek istiyorsanız, o da sizin keyfinize kalmış.

Kaslında siz de kaşınıyorsunuz da, belli etmiyorsunuz aklınız sıra. İsteyen istediği anlamı çıkartabilir.

Buyurun, okuyun!

Kayseri eşrafından uyanık, işbilir, tonton bir amca, yaş ilerleyince “Ölmeden bir hac farizasını yerine getireyim bari…” diyerek hacca gitmeye karar verince, karı – koca kutsal toprakların yolunu tutmuşlar.

Bilenler bilir, hac’ın kurallarından biri de şeytan taşlamaktır. Bizim Kayserili amca ve karısı, şeytan taşlamak için Mina’ya varmışlar.

Hacı baba yerdeki küçük taşları alıp şeytana doğru fırlatırken, karısı önce küçük taşları, sonra da büyük büyük taşları, en sonunda da koca koca kaya parçalarını şeytana fırlatmaya başlamış.

Bunu göre Kayserili hacı baba, hanımının elini tutmuş, “Ne yapıyorsun öyle!” diye çıkışmış.

Karısı…

“Görmüyor musun, şeytanı taşlıyorum!”

Hacı baba dini bütün insan. Biliyor… “Bak hanım…” demiş. “Senin bu taşladığın şeytan var ya, cennetten kovulmadan önce Allah’ın en sevdiği melekti. Sonra Allah’a isyana edince, kötü oldu, biz onu şeytan bildik. Ama daha kıyamete çok vakit var, bakarsın o zamana kadar barışırlar. Sen yine şu küçük taşlardan at, sonra kıyamet günü pişman olma…”

Fıkra bu kadar.

Herkes kendi meşrebince, buna bir anlam yükleyebilir, serbestsiniz!

Dostuma bu fıkrayı anlattım, “Çok salaksın, o hacı babanın şeytan taşlamak için taa uzaklara gitmesine gerek yoktu…” demez mi? lafın arkasını getirmedi, anlarım diye.

İnanın…

Ne demek istedi, neyi imaya çalıştı anlayamadım.