Bazen hayata aldırmayıp, içimden ‘sat gitsin anasını’ diyesim gelse de, yine içimdeki ben ‘sen feleğe aldırma’ diye uyarıyor. Karşıma yılanlar çıkıyor, çıyanlar peşimi bırakmıyor, akrepler ayaklarımın altında dolaşırken, ciddiye almadığım kimseler adam suretinde beni buluyor.
Kızmıyorum, kaderime isyan etmiyorum. Hayat beni ucuz tarafından harcamış olsa da, geçenlerde hayatını kaybeden sanatçı Edip Akbayram geliyor aklıma, ‘eşkıya dünyada hükümdar olmaz!’ şarkısını mırıldanırken, ben oturmuş sana şiirler yazıyorum kerhen de olsa.
Bir mektup yazdım sana,
Haberin oldu mu?
Yıllar içinde yoksa kayboldu mu?
Çok seneler geçti üzerinden,
Haberin bile yok!
Mühürler bastım üstüne,
Gözyaşlarım yanında,
Yaktın mı yoksa, yırtıp attın mı?
Haberler göndermiştim sana.
Duygularım içinde aşkımı
Feryat edip yazdım sana ellerim titreyerek,
Yazılarımdan belli,
Üstüne gözyaşlarım damladı mühür niyetine.
Çok sevmiştim ben seni, içime dert oldu,
Sensizlik bana mezar oldu,
Çok seneler geçti bir haberin yok!
Bir mektup yazdım haberin oldu mu?
Yıllar içinde yoksa kayboldu mu?
Mühürler basmıştım ben ona,
Ellerin titredi mi, yüreğin sızladı mı?
Çok sevmiştim ben seni,
Hiç anlamadın mı?
Kurşun sıkıp gideceğim
Hiç aklına gelmedi mi?
Mühürler bastım ben güzelim,
Anlamadın mı?