banner1524

Bazı dost olduğunu sandığımız kimseler bize akıl verirler. Sanki memlekette kendilerinden başka akil adam yok. En iyi onlar düşünürler, en radikal kararı onlar verirler, en iyi projeyi onlar hayata geçirirler, en mükemmel fikirleri kendileri ortaya atarlar!

Bunu söylerken, bizden bir şey isterken, “Aman ha, bunları yazmazsanız sevinirim!” diye off the record çekerler.

Geçenlerde sevdiğim, saydığım bir dostumu aradım. Bir yerde bürokrat. Eh biraz da yatırımlara imza atan tanıdığınız kimse. İsmini vermiyorum, o kendini bilir.

*

Şehrimize bir yatırım yapılacak, sen tut başka şehirden firmalara davet gönder. Sanki Maraş’takilere kıran girdi. Neymiş, o müteahhitlerin başarısı test edilip onaylanmış. Müteahhitlik başarısı değil, sanki bulaşık deterjanı. Aslında bu cümle bile şehrimizde iş yapan müteahhitlere bir hakaretti. Onları adam yerine koymamaktı.

Bir yer güçlenecekti, belki bu güçlenmeden birilerinin de banka hesap numarası da bu güçlenmeden payını alacaktı, bilemeyiz. Kimsenin de günahını almak istemiyorum, benim günahım bana yeter!

*

Oysa Kahramanmaraş’ta da rüştünü ispat etmiş firmalar vardı. Üstelik de ihaleyi bilmem ne bakanlığı değil, Kahramanmaraş yapıyordu. O halde, Kahramanmaraş’taki müteahhitleri, ya da iş yapabilecek yetenekli kimse-firmaları davet etmemek şık olmayacaktı.

Şayet şık olanı yapmazsanız, etik kuralları devreye sokmazsanız, herkes bunun altında buzağı değil, öküz arayacaktı.

Memlekette nasıl olsa öküz çoktu.

Telefon ettik, sorduk, “Böyleyken böyle olmuş, bu nasıl iş!” dedik, açıklama getirdi, birkaç yerden örnek ve madde gösterdi ama yemezler.

İhale kanununu açtık, okuduk, madde madde… Gayet sarih, yani açık. Bir yerlerde sakatlık,  birilerinde bir arıza var ama, bakalım kimin canı yanacak, kim koltuğundan olacak!

*

Bir siyasetçi, bir mesele hakkında düşüncesini alıyorsun, “Söyledim ama, gözünü seveyim, yazma ha!” Yazarım diyorsun…

Tabi bozum bozum oluyor, telefonda sesi titriyor, nefes alıp verdiğini hissedebiliyorum ahizeden.

İyi, onu yazma, bunu yazma, berikine dokunma, ötekine ses çıkartma! Nerede kaldı bizim gazeteciliğimiz. Bunun vicdani sorumluluğu yok muydu? Haydi sende yok diyelim, vatandaş bize sormayacak mıydı hesabını?

Millet eşek değil.

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol

banner1527