banner1524
  

Öncelikle, iyi niyet temennilerimizi yazalım, her vatandaşımız ülkenin geleceği için, istikrar için, huzur için sandık başına gider, özgürce oyunu kullanırken, kazasız, belasız, olaysız bir seçim. Ve ülkemize, şehrimize hayırlı olması dilek ve temennisiyle tabi.

Hangi sonuç çıkarsa çıksın, demokrasi adına, özgürlük adına, istikrar adına tek başına iktidar mı olur, koalisyonlar mı yaşarız bilinmez. Çünkü, her zaman söyleriz ya, bu milletin ne önünden gidilir, ne arkasından. Çünkü ne yapacağı belli olmuyor.

Kaldı ki herkes de bunun farkında, vatandaşın kafası karışık. henüz kime oy vereceğini bilemeyen, belirlemeyen insanlarımız var.

*

Evet, yolun sonuna gelindi. Söylenecek ne varsa söylendi, yazılacak ne varsa gazetelere ve sitelere döküldü,  herkes yorumunu yaptı. Sözün bittiği yere geldik.

Pazar günü, dananın kuyruğu kopacak, siyasi partiler ve onun temsilcileri yoruldular. Her ne kadar 7 Haziran seçim dönemine ilişkin fazla bir eforları, performansları olmasa da, gidebildikleri yere gittiler, vatandaşın bilmem kaç kez elini sıktılar, bilmem kaç kez, aynı esnafa hal hatır sordular, 'İşlerin nasıl hemşerim, iyi misin, kazanabiliyor musun?' sorusunu yönelttiler, aynı sivil toplum kuruluşlarına Allah bilir kaç kez gittiler sayısını kendileri de unuttu. Zaten onlar da sıkıldı bu gel-git'lerden, ziyaretlerden. Vatandaş da öyle.

Buraya kadar... Maşallah Maraş'ı ne de çok severlermiş, hiç içimizden çıkmadılar. Bizden biri gibi, sürekli aramızda oldular.

Canınızı sıkmayın, 2 Kasım'dan sonra çekilirler, siz de biraz dinlenirsiniz. Kafanız da rahat eder, kulaklarınız da.

*

Ben seçim büroları kapanacak en çok ona üzülüyorum. Garibanların uğrak yeriydi, sığınaklarıydı. Çay beleşti, soğuk havada soba da yanıyordu, sıcak havalarda klima çalışınca, kahveye gidip tavla veya okey oynamasını da bilmeyenler, Çadırkent gibi gördükleri seçim bürolarından çıkmadılar.

Şimdi nereye gidecekler. Geçenlerde, X partisinin seçim bürosuna gittiğimde, baktım, dikkat ettim, Z partisinden olan tanıdığım, Y partisi seçim bürosunda. 'Ne işin vara burada, sen bu partiye oy vermedin ki, ne iş?' dediğimde, o seçim bürosunda ara sıra yemekler yediğini, çayların da bayat olmadığını söylemişti.

*

Aman ha! Tansiyonu, şekeri ve kalbi olanlar televizyonların başında çok durmasınlar!

Bazıları hüsran yaşayacak, zaten borç harç etmiş, avradının altınlarını satmış, bankadan kredi çekmiş, zar zor bir seçim dönemi sürdürmüş. Morali de bozuk ede'min. Basın da karşısında olunca, ümidi kırılmıştı zaten de, bir umut diye akşamı dar edecek.

Herhalde ertesi günü sokağa çıkamayacak!

*

Neyse... Söylenecek, yazılacak çok şey var da, yerim dar.

Pazartesi olsun, onları da dile getiririz.

Hangi partiye oy verirseniz verin, ama sandığa mutlaka gidin. Oy sizin, bizim, hepimizin namusu. Namusunuza leke getirmeyin, namusunuzu kirletmeyin!

Hadi sandığa, marş, marş!

  

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol

banner1527