Okurum yine döktürmüş. Yine yaptı yapacağını, enfes bir yazı daha göndermiş. Yayınlamasan olmaz, şevkini de kırmak istemem, istemiyorum da… Yalnız, kim olduğunu söylese, nerede çalıştığını belirtse, ben de rahatlayacağım. Ama gizemli biri olduğu belli…
Nereden bulur böyle güzel konuları. Üstelik de mesaj veren, çağrışım yapan şeyler.
Ancak birilerine, bir yerlere göndermede bulunduğu kesin.
Ama kime… Yoksa bana mı, bilemedim.
İsterseniz siz yazıyı okuyun, kime ve nereye olduğuna siz karar verin!
*
“Yaşadığımız sıkıntılarla birlikte, olaylara bakış açımız tamamen değişir. Yanlışlarımız, doğru bildiklerimizle yer değiştirir. Doğru söz yok dersin işte o zaman. Doğru sözün olmadığı yerde doğru adamı aramamak lazım gelir.
3 yanlışın bir doğruyu götürdüğü bir sistemle büyütülen bir nesil olarak, anlayacağınız doğru kalmadı elimizde. E, bu yanlışlar neyi götürür oldu bizden? Hangisinden başlayayım saymaya? Yanı başımızda olan kimselere duyamadığımız güven, hiç bir söylenene inanamadığımız bir ortam, yalan söylemenin sanat olduğu işler güçler....
Hadi ekleyelim beşer onar; onurunu hiçe sayan, namus kavramının unutulduğu bir ortamda yetişen nesil, şereften yoksunluğunun nakit kazanca dönüştüğü bir dünya? Pardon çok ağır oldu kabul ama bu saydıklarım yalan mı?
*
Tamam yalan söyleyeyim; insanların birbirine güvendiği, kapılara kilit vurulmadan huzurla uyunan yuvaların olduğu, eşi ve çocuklarına bırakacağı tertemiz bir isim için yaşayan insanların olduğu bir ortam yaşam alanımız. Çocuğunu kendi eli ile öldüren, kardeşini üç kusur için satan, arkadaşının hayatını kendi hırsları için yok sayan kimse yok etrafımızda. Gözünü sadece dünya nimetleri için açıp kapatan kimse yok.
Yalan güzel bir şey oldu vesselam. En azından kulağa hoş geliyor. Anlayın işte doğrular yalan oldu, özlenir oldu bu hayatta. Rab yarın kime soracak; sana, bana.
Boş ver be arkadaş, ikinci evi de almayı ver, boş ver işte çocuğun çikolata yiyecek diye benim evimdeki ekmeği kan etme. Aman ya sen iflah olmazsın, ıslah asla. Bildiğinden şaşma! Çünkü her şeyi sadece sen bilirsin!
Ne diyelim! Rabbim neylerse güzel eyler, umut Allah'tan.
Umudumuzu hiç yitirmedik....”