banner1524
 Onlar yoktular!..

Çok uzun zamandan beri yoktular hem de… Hiçbirinden en ufak bir iz dahi kalmadığını benim kadar sizler de biliyorsunuz. Unutulmuş, yok edilmiş, sanki bilinçli olarak yaşamımızdan sökülüp alınmışlardı. Belki biz yok olmalarına, kopup gitmelerine ses çıkarmamış, izin vermemiştik.

Kim bilir hangisi?

Oysa, ve halbuki onlar yaşamın ta kendileriydi. Neydi onlar diye soracak olursanız, dostluk, arkadaşlık, yardımlaşma duygusu, vefa, fedakârlık ve samimiyet…

Ve en çok da, ille de sevgi…

Şimdi hepsinin de yerinde yeller esiyor!

*

Karşılıksız sevmeyi unuttuk. Her şeyi çıkara, menfaate getirip dayadık. Selamı bile rüşvetle alır olduk. O zamanlar kimse hesap-kitap yapmazdı, sevince yürekten severdi,  delicesine… Her şeye rağmen, kaybetmenin o yakıcı tadı boğazına bir yumru olup oturduğunda, ölesiye hınçla dolduğunda ya da umutsuz bir kıskançlığın pençesinde kıvrandığın zaman bile sevgiyi aradık özlemle, ısrarla…

Geçenlerde sevgili Mustafa Şirin de yazdı. Birbirimizi anlamayı, birbirimizi sevmeyi, birbirimize saygı duymayı unuttuk. Ama lafa gelince, ulama kesildik. Kin ve nefret denizinde gemilerimizi üzdürmeye çalışırken, o geminin bizi nereye götürdüğünü, götüreceğini düşünmedik, hesaba katmadık.

Çalışmadan, didinmeden, emek harcamadan, terlemeden, alın teri dökmeden köşeyi dönmenin hesabı-kitabı içinde olduk sürekli.

Bize hayatı böyle dikte ettiler, böyle gösterdiler televizyon dizilerinde.

*

Biz köşeyi dönme hevesinde iken kaybettik samimiyeti, dostluğu, arkadaşlığı ve sevgiyi…

Şimdi bulmak için ilan veriliyor, tellal çağırttırılıyor, ama bulabilmek mümkün değil, mucizelere bağlı da değil.

Selam vermeyi unuttuk.

Bir sıcak gülümsemeyi unuttuk.

Sabah evden çıkarken, asansörde karşılaştığımız komşumuza ‘günaydın’ demeyi unuttuk.

Selamı-sabahı unuttuk.

Bir arkadaş için, komşumuz için, biri dostumuz için acı gününde bir damla gözyaşı dökmeyi unuttuk.

*

Bir içten yürek çarpıntısı ile arkadaşımıza, dostumuza, kardeşimiz dediklerimize dolu dolu sarılmayı unuttuk...

Sevgi denizinde kulaç atmayı unuttuk.

Art niyetten uzak, pırıl pırıl bir sabah gününde, keyfe gelip kahkaha atmayı unuttuk.

Çünkü bunlar çok uzaklarda kalmışlardı, yitip gitmişlerdi.

Zayi ilanlarına rağmen bulunamıyordu bir türlü…

 

 

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol

banner1527