Özellikle şu son günlerde, kuzey ilçe belediye başkanlarımızın ‘yılın başkanı’ seçildiğine dair haberler düşüyor e.mailimize…
Haberleri yapan ve başkanları yılın başkanı ilan eden bir dergi. Ankara kaynaklı. Hayırlı olsun! Yakışırlar da…
Lakin, bu meselede bizim söyleyeceklerimiz var. Bir bölgede, bir coğrafyada bir yılın belediye başkanı olur, canının çektiği, önüne geleni ve üç-beş kuruş bastıranı yılın bilmem nesi ilan ederseniz, inandırıcılığınız yerlerde sürünür. Zaten bu yılın bilmem nesi hadisesi ayağa düştüğü için, dikkat edin yerelde de artık eskisi kadar etkinliklere konu olmuyor.
Cılkını çıkardılar çünkü.
*
Bastır parayı, sana yılın bilmem ne sektör temsilcisi.
Ver üç-beş kuruş yılın kralı sensin.
Gönder çeki, yılın en kral adamı senden iyisi, Şam’da kayısı…
Hesaba geçiver, yılın en baba başkanı sen ol.
Yeter!
*
Tamam, bu bir gelenek. Güzel bir gelenek de, hak etmeyenleri, kamuoyu gözü önünde itibarı ve liyakatı sıfır olanları, beceriksiz ve başarısız olanları birkaç kuruş uğruna yılın bilmem nesi ilan ederseniz, tadını kaçırmış oluyorsunuz!
Demir tavında dövülür. Bırakın onu halk seçsin, bırakın o plaketi, bırakın o nişanı vatandaşı versin. Çünkü halkı, vatandaşı plaket verirken, onu yılın başkanı ilan ederken, para da talep etmiyor.
Yüreğine nakış nakış işlediği insanı tabi ki ödüllendirecek.
Ama parayla, pulla değil. Sevgiyle, aldığı hizmet karşılığında…
*
Hatırlayın, geçtiğimiz senelerde, bir başkan arkadaşımız, sanıyorum İskenderun muydu, Hatay’da mıydı, yılın belediye başkanı seçilmişti de, (ne alaka ise!) herkes arkasından kırk tane laf söylemişti.
Tabi kimse seni yılın bilmem nesi seçerken bir bedel ödemeni, karşılık vermeni bekliyor. O da haklı kardeşim, neticede bir hizmet veriyor, emek sarf ediyor.
Elbette ki karşılığı olacak.
Ancak ucuz adamların yılın başkanlığı ödülü de işportada müşteri bile bulamıyor!