Yılmaz Özdil doğru yazmış, “Bu devirde yalakalık zor iş!”

16 Ocak 2014, 08:34

2663 kez okundu.

Yazısının giriş bölümünden çok, Pazar günkü köşesine taşıdığı fıkra hoşuma gitti. Malum, padişah ve patlıcan hikâyesi.

Unutmuş olmalısınız diye, hatırlatmak istedim. Başka biri kötü niyetim varsa, şuradan şuraya gitmek nasip olmasın!

Padişaha musakka yapmışlar. “Şu patlıcan ne lezzetli sebze!” demiş padişah. Dalkavuğu atılmış hemen, “Ağzınızın tadını biliyorsunuz sultanım. Patlıcan öyle lezizdir ki, kırk çeşit yemeği olur, tatlısı olur, turşusu olur, insan yemeye doyamaz, parmaklarınızı yer, üstelik vitamin deposudur!” demiş.

Ertesi gün, padişaha karnıyarık yapmışlar, “Şu patlıcan ne lezzetli sebze” demiş yine.

Dalkavuk balıklama atlamış; “Keramet buyurdunuz sayın sultanım, şu karnıyarığı icat edenin mekanı cennet olsun!”

Daha ertesi gün. Padişaha imambayıldı yapmışlar. Aksi gibi, padişah da o gün tersinden kalkmış, suratı bir karış, köpürüyor. “Yeter be!” diye kükremiş; “Her gün patlıcan, ne bu böyle? Kaldırın şunu sofradan, gözüm görmesin!”

Dalkavuk atlamış; “Haklısınız sayın sultanım! Hergün patlıcan da yenmez ki. Ne tadı var, ne lezzeti, bunu yapanların damak zevki sıfır. Bırakın yemeyi, adını bile duymaktan nefret ediyorum, bence patlıcan yetiştirmeyi yasaklamalı…” demiş.

Sofra toplanıp padişah ayrıldıktan sonra, aşçılar dalkavuğun yakasına yapışmışlar, “Ulan utanmıyor musun ve sen değil miydin patlıcanı göklere çıkartan, methiyeler düzen!”

Dalkavukta verilecek cevap hazır; “Ben padişahın dalkavuğuyum, patlıcanın değil” demiş.

Siz isterseniz hünkâr beğendi yiyebilirsiniz!

Geçenlerde bir dostumla konuşurken, günümüzde en geçerli meslekler üzerinde yorum yaptı.

Mühendislik dediysem dudak büktü, mimarlık dedim burun kıvırdı, hakimlik-savcılık dediysem de ‘hayır, değiller!’ cevabını verdi, doktorluk demeye kalkmadan ‘sakın ha!’ deyiverdi.

Sanayicilik diyecektim ki, lafı ağzımda bıraktı, ‘konuştuğun lafa dikkat et’ demez mi?

Berberlik, çaycılık, gazetecilik desem, biliyorum ki yine karşı çıkacak, itiraz edecek.

“Madem hiçbirini beğenmedin, sen söyle, hangisi en geçerli meslek?”

Güldü…

“Bir de gazeteci olacaksın, şu kadar sene mesleğin içindeyim diye böbürlenirsin. Günümüzde en çok itibar gören, en revaçta, en gözde meslek yalakalık, yani eskilerin deyimi ile dalkavukluk! Elinden geliyorsa, dene istersen!” demez mi.

Ona kısaca şunu söyledim…

“Get lan işine!”

Asalak değilim, salak değilim çok şükür!

Anladım ki beni başkaları ile karıştırmış.