Yolu daraltıyorsunuz, insanlara yaşam şansı vermiyorsunuz!

03 Ekim 2013, 09:18

702 kez okundu.

Zaten avuç kadar yolumuz var. Alternatif yollar açmıyormuş gibi, bir de kentin en işlek caddesinde sürücülere, yayalara ve resmi kurumlarda bir-iki dakikalık işleri olan vatandaşlara arabalarını koydurmayarak işkence çektiriyorsunuz.

Bu şehirde park yeri vardı da, insanlar götürüp koymadı mı?

Bu şehirde, üstelik de kentin en işlek bulvarında umumi tuvalet vardı da, gazeteci arkadaşlarımız neden dillendirdi?

Siz daha Ulu Cami arkasındaki yeşil alanı, parkı hizmete açmıyorsunuz, yok vakıf malı diyorsunuz, yok bilmem ne… Vakıf malı ise alırsınız, yasal gerekçeleri, prosedürleri yerine getirir, halkın hizmetine sunarsınız.

Bu kadar mı zor, bu kadar mı uğraşa değemez yoksa!

Şimdi de acayip bir uygulama başlattınız, Trabzon Bulvarı kenarlarına dubalar koyarak hem bulvarı daralttınız, em de bir bankada, bir resmi kurumda işi olan vatandaş 5 dakika arabasını park etme imkânı vermediniz.

Zaten sokak aralarında bile parkomat varken, vatandaş da arabasını bıraktığı süresi kadar parasını öderken, araba sahiplerine, yayalara ve bilumum sürücülere işkence çektirmek hoşunuza mı gidiyor, bundan zevk mi alıyorsunuz?

Siz bunları yaptınız da, acaba vatandaş ne düşündü, bir kendi kendinize sordunuz mu? Bu uygulamayı yaparken, halkın onayını aldınız mı? “Ey vatandaş, biz aslında sizin iyiliğinizi düşünüyoruz. Bu uygulamayı saçma-sapan bulabilirsin de, acaba bu meselede senin düşüncen ne?” dediniz mi?

Demediniz!

Sorsaydınız, deseydiniz, onların görüşlerini alsaydınız, neyiniz eksilirdi?

Demeye de cesaretiniz yok, çünkü vatandaşın tepki koyacağını, size yararlı şeyler söylemeyeceğini biliyorsunuz.

Yaptık, oldu… Tamam, oldu bittiye getirdiniz de, hızınızı almadıysanız, (vatandaşın önerisinin, ne söylediğini, ne düşündüğünün sizce bir kıymeti harbiyesi yok nasıl olsa) kendinizce haklı nedenleriniz varsa, diğer bulvar ve caddelerde de aynı uygulamayı sürdürün, mümkünse sokaklar da sizin nasıl olsa, koyun dubaları, vatandaş arabasını nereden geçirirse geçirsin.

Derdi tasası sizi mi gerdi?

Öyle değil mi şekerler!