banner1524
  

Kuşkusuz bu soru her dönemde, her platformda tartışma konusu olmuştur ve inancım odur ki, itibar daha ağır basmış, paranın, arsa-bağ-bahçenin, lüks araçların ve makinaların itibar sağlayamayacağını kaç kez dinlemişizdir.

İtibar parayla satılmıyor ve marketlerde de bulunmuyor.

İnsan parayı bir şekilde bulur, ama itibar öyle değil.

Zenginseniz, eyvallah! Allah daha çok versin. Versin de…

Çok fabrikanız, çok çalışanınız, çok şirketiniz olabilir, lüks yaşam biçimiminiz de olabilir. Lakin çarşıda-pazarda, caddede-sokakta, piyasaya ve medyada itibarınız yoksa, bürokrasiyi ve siyasi cenahı da sırf makinalarınız, lüks araçların ve paranız için kendinize kalkan olarak kullanıyorsanız, batsın o servet!

*

Ben gazeteciyim. Ulusal gazete çapında gazete çıkartabilir, yazılarımdan kan damlatılabilirim belki, lakin bu sektörde, bürokraside, siyasette, ticari cenahta ve meslektaşlarım arasında itibarım sıfır ise, kredim yoksa, lanet olsun bana!

 İnsan itibarı içini yaşar. Çünkü itibar namustur!

İtibarım yoksa, kredim tükendiyse bu âlemde, o gazetem, o yazılarım beni kurtarmayacaktır!

*

İsterseniz bir sivil toplum kuruluşun başında da olabilirsiniz. İsterseniz kentin en büyük markasını da oluşturmuş bir ticaret erbabı, bir esnaf da olabilirsiniz.

Kendinizi dev aynasında görüyor, basit ve küçük hesaplar peşinde koşuyorsanız, ekmek yediğiniz çanağa pisliyor, meslektaşlarınızı, bu şehrin değerlerini küçük düşürüyor, onları alaşağı edebilmek uğruna çamurlar-iftiralar atıyor, Bizans ve Alicengiz oyunları ile her şeyi kendinize yontuyorsanız, servetiniz üzerinize bir yüktür, günahınız gibi.

Kısacası… 

Söz konusu itibar ise, gerisi teferruattır!

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol

banner1527