Bu hikâyeyi çok dinlediniz. Bilmeyen, duymayan yok, kalmadı zaten! Hangi işte, meslekte olursa olsun, bir kere ipin ucu kaçtı mıydı, tutturabilmek güç! Çorap söküğü gibi arkası gelir, düzeltmeye çalış, nafile!
Büyüklerin sözü var, eski kumaş yama tutmazmış. İğneyi sağdan sok, aynı, soldan geçir, fark etmez, yukarıdan aşağı daldır kumaşa, heyhat!
Harcadığın zamana yazık! Gir çık, delik ne halt etsin!
*
Akıl vermek gibi olmasın ama… Malum, bu zamanda en kestirme, en ucuz, en kolay şey, akıl vermek. Akıl vermek kolay da, akıl tutulması yaşamak nasıl bir duygu, işte onu çözebilene aşk olsun!
Bir kere, İl Başkanı sevgili Muhammet Burak Gül, taviz vermeyecek ona buna. ‘Bu partinin horozu benim, ben ne dersem o olur, Cumhurbaşkanımızı temsil eden benim, sizler de benim himayemdesiniz. Sözümün üstüne söz istemem!’ diyebilirse, helal olsun derim.
Yok eğer, baştan ipin ucunu kaçırır, ona peki, ötekine tabi, başkasına hay hay, bir diğerine emrin olur derse, telefon açana da siz nasıl isterseniz, baş üstüne cevabından kendini sıyıramaz ise, yandı gülüm keten helva!
Ona boyun eğerse, berikine düğme ilikleyip karşısında el pençe divan durursa, uysal ev erkeği rolünde durursa, sarı öküz gitti demektir. Artık o sarı öküzden elini ayağını çekeceksin ki, sonra da oturup kara kara düşünmeyeceksin!
*
Güreşi bilenler boyunduruk oyununu bilirler. Galip gelmek istiyorsan, başarmak istiyorsun, ödülü kazanmak niyetinde isen, boyunduruğa gelmeyeceksin.
Kimsenin boyunduruğu altına girmeyeceksin!
Kendin olacaksın! Kararları kendin alacak, elbette yönetimin olacak, elbette istişare edeceksin, elbette başkalarını da dinleyip kararlarına saygı duyarken, asıl mesele şu; icraatları kendin sergileyecek, sonucuna da katlanacaksın.
Kesilecek faturaya da ortak olmak ne demek, bizzat üstleneceksin!
*
Ne demişti sayın Cumhurbaşkanı. Partinin kuruluş yıldönümünde, ‘yorulanlar çekilsin kenara!’
Bakıyorum, dikkat ediyorum, kulağıma gelen fısıltıları dinliyorum, kulak veriyorum değerlendirmelere, kendini yorgun, bitkin hisseden yok. Hepsi de taze kabak gibi maşallah, dim dik!
Karnı doyan bile sofradan çekilmiyor. Daha, daha diyerek… Yeter be, nikahınıza mı kıyıldı her yönetime girmek, siyasetin egosu ile şişinmek, ranta meyletmek!
Yeter’ biliyorsanız, yeter işte!
*
Sarı öküzü baştan verirseniz, teslim bayrağını çekmişsiniz demektir. Teslim bayrağını çekmek, başlamadan bitirmek demek, sonu hüsran demek, yolun sonu görünüyor demek.
Aman başkanım gözünü seveyim, sarı öküze muhaat ol! Verme, teklif ederlerse ‘hayır’ de, ‘yok’ de. İngilizce biliyorsan ‘no’ de.
Biz verilen ne öküzler (tavizler) gördük, eti muntar çıktı, kurban bile sayılmadı.